Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Nisan '17

 
Kategori
Deneme
 

Bin muhteşem güneş

Bin muhteşem güneş
 

Düşünmemek, istemediğin her şeyi ertelemek değil midir? Çok ertelediğinde sanki geçecekmiş gibi sanırsın ama hiç bir şeyin geçmediği ve olduğu yerde durduğunu görürsün. Yolumuzun kesişmediği insanlar şüphesizki bizim en çok sevdiklerimiz oluyor hayatta neden mi çünkü bizi kırma gibi bir şansları olmuyor... Güvenin sihrine hayatım boyunca inanan bir insan olmuşumdur on yıllık arkadaşımda vardır iki aylık dostumda, güvenmek aynı enerjiyi hissetmek daha doğrusu menfaatleri gözetmeksizin birinin yanında sadece onu sevdiğin için varolabilmek çok sağlam bir karakter istiyor. Herkesi kendim gibi gördüm diye bir söz vardır ya hani ondan bu kadar yara aldım denir hep, evet iyi niyetler bir çok çıkarın kurbanı ediliyor artık, sadakat, sevgi, dostluk, güvenin üzerine değilde ortak kazanımların üzerine kuruluyor, üzülüyoruz bu duruma çoğumuzda yara bere içinde kalıyor yaşadıklarından ötürü bende üzüldüm o yüzden kalemimden dökülecek sözlerim biraz sitem biraz acı birazda kırgınlık dolu olabilir... Hayat öyle uzun bir hikaye ki karşınıza aklınızda fikrinizde olmayan insanları çıkarabildiği gibi her zaman yanınızda olacağına inandıklarınızıda alabilir, dost arkadaş kaybetmek diye bişey yoktur, kimin gerçek dostun olduğunu anlamak diye bir şey vardır derler hep iyi niyetinden vurulanlar, ve yaralarda kolay iyileşmez, aynı sofrada yemek yediğin karnı doyduğunda senin düşmanın oluverir hiç anlamazsın bile çünkü aslında sadık oldukları sen değilsindir menfaatleridir, menfaatleri bitince sadakatleride bitmiştir.  Karşınızdakine bişeylerin yanlış olduğunu anlatmanıza gerek yoktur bu aşamadan sonra çünkü size karşı elini yumruk yapmış birinin elini sıkamazsınız ve kuracağınız hiç bir cümlede onun size karşı düşüncesini ve tavrını etkilemeyecek çünkü kuşkusuz ki en büyük ön yargı her gördüğünüzü insan sanmaktır... Velhasıl kelam dostumuda düşmanımıda, dostumken kıskanan ve kendisini ispat çabası güdüp benim yanımda olmayı değilde bana karşı taraf olup düşmanlık yapmayı seçenlere karşı da hiç bir zaman hatalarını yüzlerine vuracak kadar basitleşmedim, kendimi bu kadar değersizleştirmedim baktım ki değer sanıp değer verdiklerim beni yaralayıp karalıyor samimiyetsiz samimiyetlere zoraki gülümsemelere maruz bırakıyor hissettiğim noktada dönüp gittim bir zamanlar altını çizdiklerimin son zamanlarda üzerlerini çizer oldum belki silgimi kalemimden  daha çok kullandım son zamanlarda ama hayatımda bir temizlik şarttı ve ben bunu gönül rahatlığıyla yaptım çünkü benim karşımdaki insana verebileceğim en büyük zarar iyiliktir bu kadar özverisi yüksek oluşan arkadaşlık dostluk bağlarına bu kadar sadık birisi olmam benim en zayıf noktam olmuştur bu hayatta. Ama inandığım ve sonuna kadar inanmaktan asla vazgeçmeyeceğim bir şey vardır ki oda şudur yarının ve kaderin size neler sakladığını bilemezsiniz bugün çocuğuyla, eşiyle veya işiyle zenginliğiyle övünenlerin yarın nerde ve nasıl olacaklarını bilmezsiniz ben derim ki gelin insanları kıskanmayın ön yargılarınızdan kurtulun zamanınızı size değer verdiğinden emin olduğunuz insanlar için harcayın göreceksiniz ki bir zaman sonra sınırlarınız duvarlarınız oluşacak belki bu kötü bişey ama bu hayatta kırılan olmamak için buna mecburuz neyazık ki, dediğim gibi iyi niyetimden başka hiçbir kötülüğümün dokunmadığı insanlardan hep bir düşmanlık gördüm, ancak iyilik yapmaktan hiç vazgeçmedim tıpkı hintli bir adam ile akrebin hikayesinde olduğu gibi... Hintli bir adam bir gün suda bata çıka ilerlemeye çalışan bir akrep görür ona yardım etmek ister ancak akrep onu sokar, adam tekrar dener ve akrep bir daha adamı sokar yakınlardaki bir başkası ona sürekli sokmaya çalışan akrebi kurtarmaya çalışmaktan vazgeçmesini syöler ama hintli adam şöyle der: Sokmak akrebin doğasında vardır benim doğamda ise sevmek var, neden sokmak akrebin doğasında var diye kendi doğamda olan sevmekten vazgeçeyim? İyi insanlar sevmekten ve iyiliklerinden yani doğalarından isteselerde vazgeçemezler etraflarındaki akrepler onları devamlı soksalar bile...  Aslında bir zamanlar okulda öğrendiğimiz gibi en iyi dostlar kitaplardır çıkarımına varıyorum ben bunca tecrübemden sonra çünkü kitaplar asla kalp kırmazlar,  sana düşmanlık yapmazlar, sana iyilik yapmaktan başka bir zararları olmaz, iyilik yapmaktan başka bir zararları olmaz evet çünkü kitaplarında kalbi vardır ve o kalpte tıpkı iyi insanların kalbi gibi kötülükler ve çıkarlar asla barınamaz... Akıl gibi kalptede nöronlar vardır karar vermeyi etkileyen aklının aldığı kararı kalbin ile desteklemiyorsan bir daha düşün derim! Çünkü herkes vicdan denen o yerde aslında nasıl biri olduğunu çok iyi biliyor... Baktımki insanlar kıyıcıydılar bende kitaplara sığındım dememiş miydi ünlü bir yazar, kitaplardaki insanları sokaktakilerden daha çok sevdiğim doğrudur tecrübeyle ilgili bir söz okumuştum bir kitapta diyordu ki; Tecrübe, hayatın sana kel kaldıktan sonra tarak vermesidir... Bende biraz kel kaldım sanırım bu anlamda ama, edindiğim tecrübeler yanıma kaldı sonuç olarak kaybetmekten korktuğum her şeyi özgür bıraktım... Bin muhteşem güneş doğacaktır buna hep inandım inanıyorum ve daima inanacağım... Özgür kaldıktan sonra döneceğini bildiğim her şeyi bıraktığım yerde bekliyorum ve daima bekleyeceğim...  Çünkü iyi kitapların bir sonu yoktur bilirim... Sevgilerimle...

 
Toplam blog
: 81
: 1488
Kayıt tarihi
: 06.03.10
 
 

Çocuklara aşık bir öğretmen olmakla birlikte çocuk psikolojisi ve gelişim uzmanı olan hayatını ço..