Biz kadınlar çok kalabalık bir koloniyle sıkı fıkı sürdürürüz yaşantımızı. Sakin bir hayata olan özlemimizi sürekli dile getiriyor olsak da yok yok biz heyecanı, entrikayı coşkuyu severiz. ..
GÖZLERİN… O gün kapıdan içeriye girip sessizce oturmuştun sana ayrılan sandalyeye. Toplantı başlamak üzereydi ve sen geç kalmışlığın telaşını yaşayan bir suçlu gibi gözlerini kaçırıyordun h..
Kendim gibi olmakla övündüm en çok. Başkalarına benzemek birini taklit etmek hiç bana göre bir şey değildi. Bu yüzden uçlarda gezindim ve ruhuma kilit vurmadım, vurdurmadım. Hangi duyguyu misafir e..
AŞK İBADETTİR LAKİN KIBLESİNİ ŞAŞIRMAYANA… İnsanoğlunun başını en çok ne belaya sokar deseler hiç düşünmeden aşk derdim. Dünyada ki en ağır hastalık ve dünyadaki en zor sınav derdim..
Beni seviyorum… Var mı artıran? Yine bir atasözüyle giriş yapıyorum konuya, şöyle ki; “ Elden gelen öğün olmaz o da vaktinde bulunmaz.” Size hayatınızın şifresini veriyorum, bu kıya..
Yine geldi çattı Haziran. Şu özel günleri kim özelleştirdiyse hiç iyi yâd etmiyorum sizi bilinsin. Duygularımı boşaltabilmek için özel güne, aya, yıla falan ihtiyacım yok elbette ama topluluk psiko..
Hayat kendini kandırabildiğinde yaşanası bir hal alıyormuş, yoksa diğer türlüsü çok yoruyormuş çok. Kendine yalan söylemek, söyleyebilmek var olan acı gerçekleri ne kadar öteler ki ve yahut..
Yaşamımda en çok dillendirdiğim, hissettiğim bu asil, asi, yaralı ve yaralayıcı kelimeyle tanışmam yıllar yıllar öncesine dayanıyor. Sevgi arsızı olmanın kime ne zararı olabilir ki diye her seferin..
“Şiirden hikâyeler” Aradan geçen onca zamandan sonra bile, adını her duyduğumda nefesim kuruyordu sanki. Ayaz bir havada, evsiz barksız kaldırım taşlarının kenarındaki bankta uyumak zorunda..
Yolcu olduğumuzu unutmadan, yaşamanın zorluğunda hayatın yakasından tutuyoruz ya bütün direncimizle, çok yoruluyoruz haliyle. Rekabet denilen kavram, üzerimize hayallerimizin üstünde bir ağ..
1965 Zonguldak doğumlu ve halen Zonguldak'ta yaşamaktayım.Yazarım ve çeşitli platformlarda sunucu..