"Yahu bu blog olayı ne menem bir şeymiş böyle. Blogkolik oldum vallahi. Yazmadığım zaman okuyor, okumadığım zaman yazıyorum mütemadiyen. Kaç gecedir müptelayım ben sana şarkısı eşliğinde rüyamda bile ..
Ne ilginç! Daha düne kadar klasik müziğin bir notasına bile katlanamayan ben. Şimdi müzik setinin başına oturmuş klasik müzik çalan radyo kanalı arıyorum. Evet ya, daha dün tek kanallı Trt’ li paz..
Evde yalnızım. Yiyecek bir şeyler hazırlıyorum kendime. Ellerim bu hamaratlık içindeyken beynim boş durmuyor. Bir yandan sağ cenahtan gelen düşünceleri öğütmekle meşgul. Lakin hemen akabinde sol ..
Bu tarihi semti/ ilçesi olmasaydı çoktan terkederdim bu şehri çoktan. İçimde fırtınalar koptuğunda sığınılacak bir liman gibidir çoğu zaman. Onlarca sokağından birine sığınır fırtınanın geçmesini bekl..
Hava kapalı ve de yağmurlu. Dışarıya oturulmaz şimdi. Zaten martılar da gözükmüyor ortalıkda. Hakeza simitçi de. İçerdeki favori yerim üst kata çıkıp bir cam kenarına sıvışmak en iyisi sanırım. ..
Çok yorucu olmasa da kafa karıştırıcı bir gün.Akşam oldu, şehrime dönmem lazım.Saat 17:00, onbeş dakika sonra bir vapur var Kadıköy’e. Şu uzaklardan dalgaları yararak salına salına gelen ..
Hani büyük usta Ümit Yaşar Oğuzcan bir şiirinde (Ben, İsmail ve Rüstem) diyor ya:Ya biz nerede yıllanıyoruz Lan İstanbul Asılmıştan beter ettin bizi Ulan biz böyle olacak adammıydık <..
Aşağıda okuyacağınız yazı yaklaşık iki sene önce yazılmıştır ve gerçek bir olaydan alıntıdır(!)Beni bu güzel havalar mahvetti, Böyle havada istifa ettim Evkaftaki memuriyetimden. Tütün..
Carrefour’dayım. Soyunma kabininde "sivitşört" deniyorum. Saydım tam beş ayna var içerde. Her açıdan üzerinde görebiliyorsun giysiyi. Yandan önden arkadan profilden bakarken kendime, "fakat o da ne?"...
Özel biri değilim. Sıradan bir yaşam süren sıradan bir adamım. Çok geçmeden adım unutulur. Tuzluk...