Deniz: Alo Okan... Baba bir teklifim olacak sana, bu akşam “Boztepe’yi güzelleştirme vakfı”nın bir toplantısı olacakmış, adamlar bizden de şöyle ufak bir dinleti istediler, hani iki gitar bir yan f..
Ön masada oturan ihtiyarlar önlerine az önce gelen çayları karıştırırken şekerinin erimesini değil de bardağın delinmesini istiyorlardı sanki. Zil seslerini andıran gürültüler yavaş yavaş azalmay..
Okan: ... sonrasında da imkan olursa Kaleiçindeki eski Oscar sinemasının bulunduğu yere bi kent tiyatrosu kurmayı hayal ediyorum. Ortalama yirmi kişilik bir ekiple oradan sanat sayfalarını sallayacak ..
1) ‘Senin bu kuru öksürüğün beni çok korkutuyor aşkım. Lütfen ihmal etmesen kendini, hadi gidip bi hastaneye röntgen falan çektirelim’ ... Usulca attım kendimi dışarıya. Kalabalık, s..
Tuncay: ... Abi şöyle taksit yapan konfeksiyoncu bi esnaf bulsak da kışlık bir şeyler alsak iyi olacak be. Şu yağmurluğun haline baksana ilistire dönmüş. Okan: Giyiver be oğlum ne olacak. Neresi..
Tuncay: ... Tiyatroya gitme fikrinden hep korkmuşumdur aslında. Kanlı canlı etli kemikli insanların iki metre ötedeki sahnede rol yapacak olmaları hep tuhafıma gider benim. Okan: Hayatın kendisin..
Kemer yolundaki koylardan birinde gözüme kestirdiğim uyduruk ahşap iskelenin etrafında günlük yaşamlarını devam ettirmeleri olası deniz canlılarıyla ilgili planlarım vardı bugün. Bu kez avlanmay..
1. GÜN saat 20:00 ‘şefim sesim kısılmış bi tek rakı ver ordan sana zahmet, saat 10’da mola vereceğiz tam o zaman da peynir tabağı, hibeş falan ayarlayıver’ ‘Tamamdır abi’ saat 2..
Tuncay: Hayret bir şey yahu! Elin oğlu Mars’ı arka bahçesi yaptı bu herifler hala bıraktığımız yerde otluyorlar abi. Okan: Ne oldu hacı, kim aradı ki? betin benzin atmış. Tuncay: Bırak be..
Okan: ... O zamanlar apartmanlarda oturmak lüks sayılırdı, tabi şimdiki gibi çevre kentler falan da yok; insanlar gelir düzeyini yükseltip müstakil evlerini terk ettikleri zaman ilk olarak bir apartm..
1978 doğumlu Antalyalı bir müzisyenim, devamını ben de bilmiyorum..