Dün akşam amcamla (1) ellili yılları konuşuyorduk, benim henüz doğmadığım, onun öğretmen okulunda öğrenci olduğu yılları... Ellili yılların başlarında ilkokuldan sonra sınava girmiş ve Kastamonu Göl Ö..
Avucumda bir fındık yaprağı üzerinde biriktirdiğim böğürtlenlerin sonunun ne olduğunu tahmin ederken sizin de ağzınız sulanmıştır, bu satırları yazarken benim olduğum gibi. Fındıkların arasında kümele..
Yeni kuşakların bunu anlaması çok zordur. Otobüs mola verir 20 dakika dışarıda dolaşmış yolcular otobüse bindikten sonra sigaralarını yakarlardı. Bir otobüsün içinde 20-30 kişinin aynı anda sigara içt..
Bir ekinoks sabahı, günün ilk ışıklarında kuşların telaşlı uçuşunu izledim. Henüz doğmakta olan güneşin önünde belirsiz karaltılar gördüğümde uykusuz ekinoks sabahında beynimin içinde açıklamakta zorl..
Nilüferler durgun suların çiçeğidir. Karadeniz hırçındır ve bu hırçınlık dağına taşına işlemiştir. Karadeniz de doğa da sanki horon oynar, hiç durulmaz. Durgun sular olmayınca nilüferler de olmaz...
2003 Ağustosunda sıcak bir günde Büyükçekmece-Tepecik’ ten dört kişi yola çıktık. Çatalca’ dan sonra köylerin içinden, ormanların arasından gittikten sonra bir su kenarına geldik. Suyun karşı tarafınd..
Ocak ayının ilk günleriydi tomurcuğun fotoğrafı çektiğimde. Havalar soğumuştu ama henüz kar yoktu. Üzerine düşmüş çiğ taneleriyle öyle güzel görünüyordu ki. Birkaç gün sonra açacağını düşünerek izleme..
Kedi pencerenin kenarında uyumayı pek sever. Bir tarafında ev kedisi olduğunun güvencesini duyacağı evin diğer tarafta da açık havayı hissedeceği dışarısının olmasını istediği için en güzel yer pencer..
Sarışın, esmer, kumral, her renkten saçlarını usta berberlere yaptırmışlar yeşilliklerin arasında duruyorlar... Kimine fön çekilmiş, kimine perma yapılmış, belki de doğuştan öyle... Mısır püsküllerini..
Dört yıl önce, karlı bir günde, evlerin arasında bir bahçede terkedilmiş bir kamyonun içinde büyüyen ağaçları gördüğümde fotoğraflarını çekmiştim. O ağaçlar büyüyüp arabayı havaya kaldırsa ne kadar il..