Nedendir bilmem. Kazar dururuz birbirimizin kuyusunu. Eşelediğimiz yerden su mu çıkacak? Yo-ook! Kanalizasyon işlerine belediye yetişemedi de, bizden yardım istemeye mi başladı? Ne münaseb..
Kadıköy Söğütlüçeşme’de, metrobüs durağındaydık. Hafiften çiseliyordu yağmur… Ufak tefek, tombulluğu ona ayrı bi sevimlilikle hafif de komiklik veren, 20’li yaşlarında, muhtemelen üniversite öğrenc..
Her zamanki İstanbul sabahlarından biri… Koşuşturmanın, acelenin bini bir para… Saat 8-8.30 suları… Zincirlikuyu durağında, onlarca kişi metrobüs kuyruğunda… Onca kalabalık arasında, 25-30..
Tartıştığınız konu ne olursa olsun, bir kadına karşı kazanmayı, hele son sözü söylemeyi asla beklemeyin. Onlar bizim tam üç katımız kadar kelime kullanır konuşurken çünkü. Bana İnanmayan, bu konuda..
Çok yüzsüz gördüm seni şu ara. Teninin rengi, gözünün feri kaçmış. Ne o, çok mu huzursuzsun ne! Bilmediğim bi şey mi oldu yoksa sana? Hayat, beklenmedik bir şamar mı attı yüzüne? Ondan mıdır bu şaş..
El kol işaretleriyle anlaşmaya çalışan mağra adamı, bugünün insansı robotlarını görse, ne düşünürdü sence? Duvarlara resimler çize çize yazıyı icat edenler; kendilerinden binlerce yıl sonra..
Bazısının ayağı yerden temelli kesiktir. Bildiğimiz hayatla neredeyse hiçbir bağlantısı yoktur. Sanal bir dünyanın esiridir o. Kurtarabilene aşk olsun dostumuzu... Sanal bir dünyada yaşayan..
Hayat, uzun ince bir yol... Tıpkı Aşık Veysel'in dediği gibi... Sabretmen gerekir uzun yıllar boyunca mesela. Azimle incecik bir yolda, Sırat Köprüsü türünden yüksekliklerde, her an dengeni..
Çok sevdiğin bir şeyin biteceğini bilmek kadar acı bir şey yoktur herhalde hayatta... En tuttuğunuz adam/ kadın, bir gün çekip gider yaşamınızdan... En bayıldığı yemeğin sonunu görmek de hüzünlüdür..
İnsansın neticede. Her yerin değişir. Bakışların aynı kalır sadece. Muzipsen muzipsindir. Yaşın kaç olursa olsun, aynı sevecenlikle bakar gözlerin... Aynı yaramazlık duygusu kaplar fark edenin için..