“Bir zamanlar, pazar sabahı, kahvaltı yazıları yazardım...” Klavyenin başına oturduğumda aklıma ilk bu geldi. Çünkü yine bir zamanlar olduğu gibi oğluşumun odasında ve onun bilgisayarının ..
Üşüdüm… Soğuktu hava üşüdüm. Hem de ne soğuk. Yok o kadar da değil ama nisan ayında, neredeyse yarım kollu penyeleri giymişken, sokağa çıkar çıkmaz hırkama sarınıp, “Paltomu giyseydim keşke..
Bu sabah, bir süredir olduğu gibi tatsız gittim işe. Yeniden yapılanma anlamında bir belirsizliktir sürüyor ve bu da işe giderkenki haleti ruhiyeme keyifsizlik olarak yansıyor. Yansısın bakalım… ..
Biber!!! Bildiğiniz biber. Böyle dedim ama aklınıza ne geldi bilemem. Ve sinirim tepemdeyken de aklınıza ne geldiğini hiç mi hiç bilemem! Dolmalık, çarliston, toz biber, pul biber… hatta beni bir daha..
Günler öncesinden başlarsınız da hani, büyük heyecanlar yaşarsınız ama… Ama hiç aklınızda olmayan, hatta bire bir sizinle hiç ilgisi olmayan bir şey oluverir ve… Ve olanları bir kadın ille de insan ol..
Otobüsten indim, arkamı dönmeden bir kez daha baktım denize; dingin ve masmavi ve aydınlık ve yaz gibi duruyordu. Telaşsız ve sakin, keyifli ve mutlu ve bir şarkı dilimde yavaş yavaş yürüdüm. Kapalı d..
Her yıl olduğu gibi doğum günü pastasını ısmarlamak, hava durumunun gel-gitlerine göre olabilecek en uygun ama en şık giysiyi ayarlamak, kuaföre gitmek… gibi bildik, kadınsı telaşlarla hazırlandım gün..
Ben bir kapıcı çocuğuyum. Ne kadar da şanslıyım! Ben doğduğumda kendi evimizdeydik. Oysa babam işine yeni başlamıştı. Elektrik, su, ısınma da bedavaydı. Hey sen, doktor*! Sen mezun olduğ..
Yaşamak...Sevdalanarak,Sevdalanmak kadar, aldanarak yaşamak.Yine de aşkların en güzelini yaşamak. Kavuşmaların en içtenini, bir yandan da,Ayrılıkların en acısını, yüreğin kopartılı..
Bir öğleden sonra ama akşamüzerine doğru, birden işi gücü bırakıp kendinizi sokağa atabiliyorsanız… Ve sekiz dakika sonra denizin kıyısındaysanız… Ve deniz bütün ihtişamıyla mavi mavi göz kı..