Hayatın dikenli taşlı yolları acıtıyordu kadının canını… Batıyordu en hassas duygularını bulup… Kanatıyordu kırmızı kırmızı… Gözyaşları süzülüyordu yanaklarından… Hıçkırıyordu… Kızgındı… Küskündü… Piş..
Bir oda… Oda da sekiz yatak… Lekeler içinde… Şanslı olanların üzerine mavi çarşaflar örtülmüş, kırışık… Şansız olanlar tüm kirliliği ile gözleri rahatsız ettiği gibi beni de çok rahatsız etti. Nerde ..
Öyle seyredip durdum bu şehri… Herkes başka başka alemlerde… Farklı farklı telaşlarda… Kocaman bir dünyada değişik mekanlarda binlerce insan. Düşündüm sonra… Hangisi bulunmak istediği yerde… Kaçının b..
Hayat bazen tatlıdır ama her zaman değil. Yaşamdan bıktığımız anlar da olur ...Zevk aldığımız da… Ama aslında hayat yalan diyenlerde var tabii ya da hayat bir sahne ... Biz de oyuncularız diyenlerde....
“Evlat milattır “ derler… Öyle midir gerçekten… Neden dünyaya getiririz onları… Medet umarak mı… Yarın bir gün yaşlanınca bizlere baksınlar diye mi… Öyle ya biz de onlara bakıp büyütmedik mi… Çocuğumu..
Kanatmayın yüreğimi sevdiklerim… Batırmayın cam kırıklarını… Yakmayın canımı… Çok acıtıyor can kırıkları… Sevdiklerinin gidişini görmek… Görmek ve sessiz kalmak… Sessizce izlemek zorunda olmak… İçine ..
Usta elden çıkan bir roman hakkında yazmak hiç de kolay değil… Ben sadece yüreğimden geçenleri sizinle paylaşmak istedim. Çünkü; yüreğim bu kitabı çok sevdi.Önce Sevgili Canan Tan’ın emeğine, ..
Yoğun geçen kış aylarından sonra nasıl da ihtiyaç duyarız dinlenmeye. Bedenimizden çok ruhumuzdur dinlenmek isteyen. Aynı yerde mıhlanıp kalmayla dinlenemez ki ruhumuz. Aç kalır, susuz kalır. Gitmek ..
Gittiğin günden beri… Kaç dakika, kaç saat, kaç gün, kaç ay, kaç yıl geçti gidişinin üzerinden saymadım, sayamadım.Gözüm görmez oldu takvim yapraklarını… Duyumsamaz oldum mevsimleri… Gittiğin gün..
Nasıl da dar yüreğimBir ağırlık var üzerindeYapışmış kader her yanımaSavaşıyor var gücüyleSüngüler, kılıçlar saplanıyor durmadanKaç mermi isabet ediyor hayat damarlarımaYarala..