Ben iki çiçeği çok sevdim. Biri Şakayık diğeri Akyıldız. Geçen gün annem dikkatimi çekti, “ ikisinin de çiçekleri beyaz “ dedi. Evet, ikisinin de çiçekleri beyaz. Biri gelinlik diğeri kefenlik gibi..
Her geçen gün, sağlıklı bir iletişim adına daha iyi bir konuşmacı olduğuma inanıyorum. Bana göre; olgunlaşmanın, büyümenin temel kuralıda bu. O yüzden çok okumaya ve okuduklarımı elimden geldiğince..
Çok sıkılır içim bazen çokkk. Ateş düşer göğüs kafesime. Yanar da yanar. Boğulur nefes alamaz hissederim kendimi. Fırlarım, atarım kendimi dışarı. Bir yudum su umarcasına en yakın, nazımın geçeceği..
Yeniden anne olsaydım, bugüne kadar yapmış olduklarımın hiçbirini yapmazdım. Tabii, o zaman ben, ben olmazdım. Peki, o zaman nedir bunca sorgulama? Ne yaman bir paradokstur, Ya Rabbim! Tıpk..
Az kalsın kıskanıyordum. Annemin takvim yapraklarında rastladım Muhammed İkbal adına. Benim ilk adım İkbal ya, dikkatimi çekti. Rahmetli babaannemin adı aynı zamanda. Başındaki Muhammed’i es geçip ..
Benden yaşça küçük bir arkadaşıma taktığım bir lakaptır. Kıkır kıkır gülmeye başladı mı, durdurmak mümkün değildir. Ancak o kendini durdurabilir, tabii isterse. Fakat farkındalığı yüksek olduğu içi..
İyilikseverliğin tehlikesi, başa kakmaktır. Kaşığı ile verip sapı ile çıkarmaktır yani. Feda- kâr sözcüğünün özündeki feda edilenin kar olduğu gibi. Kendi adıma kar hanesine yazılacakları sıralıyor..
Kanatsız kuş olur mu hiç, demeyin. Olabilir. Doğuştan kanadı olmayabilir, doğuştan kanadı kırık olabilir, sonradan kanadı kırılabilir. Belki de kanatları vardır uçmayı bilmeyebilir ya da istemeyebi..
Ben İzmir Kız Lisesi mezunuyum. Paralı yatılı okudum o lisede. Modern Hapishane diyorduk genelde biz o yıllarda okulumuza. Çok büyük geliyordu gözümüze. Aşılmaz duvarları, gezmekle bitmeyen bahçele..
Annemin hoşlanmadığı şeyler karşısındaki mimikleri beni çıldırtıyor. O mimikler karşısında güçsüzüm ve yaşamım yönetilemez hale geliyor. Yine öyle oldu. Hassas konulardan biri hayvanlar baş..