Sen en tehlikeli hayvansın. Ve yeryüzünün şanı şerefi değil utancısın. Yazıklar olsun sana...Kaç kişiyi öldürdün hayatın boyunca? Kaç kişinin kanı senin silahından çıkan kurşunla toprağı sulad..
Şöyle çözsem saçımdaki bağı ve bıraksam şu serin akşam rüzgarına saçlarımı. O yaz günlerine doğru uçuverse saçımdaki bağ. Asılsam ucuna da gidiversem o serin yaz akşamlarına.Çıksam anneannemin..
Çocukluğumun başlangıcını, bahçenin en uzak köşesindeki dut ağacının dallarından birinde sallanırken, kendimi yumuşak toprak üzerinde bulduğum bir zaman olarak hatırlarım. Toprağın üzerinde sırt üstü ..
Uzuyor da uzuyor. Toplantının başlamasının üzerinden sanki saatler geçmiş gibi geliyor oysa daha bir saat bile olmamış. Karşımdaki adamın sesini duymuyorum artık. Sadece açılıp kapanan dudaklarına bak..
"Sen kimsin ve neden yaşıyorsun?" diyerek evin kapısından çıkıyor. Bahçede oturuyoruz. Önümüzde ayçekirdeğinden ufak tepeler oluşmuş. Tahta sedirin üzerinde hepimiz kaykılmış vaziyetteyiz. Herkes günü..
Annem, bahçedeki maydonozların içinde öğle sonrası güneşinin keyfini süren kediye bağırıyor. Kedi irkilerek başını annemin bulunduğu pencereye çeviriyor. Annem özenle yetiştirdiği maydonozların yan ya..
Daha küçük bir fidanken dallarıma bir pembe kurdele bağladı annem. Ve dileğini söyledi: "Akıllı ve uslu bir çocuk ol." O küçük taze dallarda, rüzgara direnen kurdele bağladı elimi kolumu. "Yapmamalıyı..
Öyle çok şey sakladım ki derinlere, şimdi bir harman oldular...Bir lastik top sakladım çok eskilerde. Maviydi rengi. Sarı saçlı mavi gözlü bir kız çocuğu vermişti. Ayla'ydı adı. "Hep sakla" de..
Bazen birden donuverir herşey. Tıpkı şu an bu masanın etrafındaki herşeyin donuverdiği gibi. Uzun bir masanın etrafında koca bir kalabalığız. Yan tarafımda iki kadın diğer tarafımda bir kadın ve bir e..
Hayatını adalet duygusu üzerine inşaa eden biri için yıkımın başladığı an o duygunun zedelendiği andır. Hayat evinin temelinden hafif sarsıntılar gelmeye başlar önce. Düşünür ve bir kaç destekle evini..