Pek bir hüzünlüydü bu sabah Moda. Yapraklar sararmış, ıslanmıştı da. Yine aynı köşeden baktım adalara, Gördüler mi seni, sordum martılara. Bıraktım kendimi yağmurun nemine..
Esti aniden! Bilirim o esmeleri. Bir bakmışım ki kaybolmuşum. Ne sarmaşık kalmış ne de kelebek! Issızlığımda ben olmak çok yordu beni. O yorgun zihin üretti delice.
Daha bir sıkı sarıldım soğuğuna gecenin. Yırtık paltom, düğmesi yok ki her iliğin. Gece miydi sızan, sıcağına yüreğimin, Öylesine buruk içim, yeri yok ki neşenin. Sonunda ..
Vergiler arttı diye isyanlarda millet! Kime baksam ağlıyor! Hiç dinlemiyorum valla! Çünkü sandık aynı şeyi söylemiyor! On beş yıldır aynı istikrarlı sonuçlar alınıyor...
Onca farklı ülke ve kültürde yaşadım, hiç buradaki kadar enerji sarf etmedim; ne zor iş devamlı kalkanlarla dolaşmak! Tamam, oyuna gelmiyorum da sürekli savunmada kalmanın mental yükü ağır. N’olur ..
Bayram tatili 10 gün olsun diye çıldırdı millet! Hayaller kuruldu, adaklar adandı, istiarelere yatıldı, ön rezervasyonlar yaptırıldı, haberler yakın takibe alındı. Toplu dualar dahi edilmiştir...
Alev alev yüreğimin cânparesi. Her atışında seni sorar. Üflese de ateşe nefesi, Ki o kor bizi usuldan yakar. Söz geçmez ağıtlarına ruhun. Demde hüzün sesle..
Geldi çattı vakit yine. Törpüle ömrü ey zaman. Sandım ki karıştı sesine, Yüreğimde açtığın yaran. Saklanma kara bulutlara, Yok ki arayacak nefes. Gönül bakmaz ..
Yalnızdı Doyasıya sessizliğin içinde İzledim uzaktan Yaprakların vedasıydı beni çağıran Görmek değildi onu niyetim Oturdum hüznün sararttığı yapraklara Döndüm yü..
Patron işini biliyor! Kendi -Herbs de Provence peşinde- Fransız Rivyera’sında turlarken, bize de Tayland cangıllarında siyah zencefil aramak düşüyor! Tayland zencefilinin karşıtlığı..