Kapkaranlık bir boşluğun merkezinde ayaklarımın altına serilmiş hissizliğin üzerine basıyorum sımsıkı.. Gözlerimin önünde hızla dönmekte olan bir girdap var.. İçi dünya, dışı karanlık.. Girdabın..
Gecenin kapkaranlık sis bulutları ardına saklanırken, ışıldayan şehrin silueti; düşünceler netleşmeye başlayıp bedenlenerek karşıma geçer, omuzlarındaki yükü paylaşmak istercesine bırakır kendisini ..
Adem ve Havva bir ütopya rüya… Onlardan doğan nesil, var olmayan bir sanı aslında ve bir anlık düşünceden ibaret, koskoca yoktan bir varlık hayali… Göğün yüzü, yerin yüzü sanki birbirlerinden ..
Başımın üzerinde düşüncelerle savrulan, düşlerle yontulmuş suretsiz bir gemi taşıyorum... Sürekli olarak yaşamdan öğrendiklerimi yüreğime, yürekten hissettiklerimi düşüncelerime taşıyan bir yolcu ge..
Gözlerini açtığında, ellerine sarmalanan iplerin sıkılığını bileklerinde ve tüm bedeninde hisseder olmuştu… Neydi onu öylece oraya bağlayan karmaşa? Kapkaranlık, daracık bir yerdi içinde sıkıştığı… ..
Dar bir sokağın yokuşuna dizilmiş beton rengi kare taşları ağır adımlarla ezip, bacaklarımın bedenime isyanını kulak ardı ediyordum ki; bu benim her zamanki tavrımdır, bir anda etrafım renksiz, sab..
Güneş, sabahın erken saatlerinde odamın içini karartan geceyi kovalamaya hazırlanırken, oturduğum koltuktan hafifçe başımı kaldırıyorum… Odamın aydınlığa bürünüşünü seyrediyorum… Yatağımın üzerindek..