Kaçak yolcu misali, Ansızın girdin kalbime, Kimselere görünmeden, Sızdın gönlüme ince ince. Güzergahı aşktı bu yolun, Son durağı; sonsuzluk. Yürüdük bu yolda hep e..
Ankara; kararlarımın şehri.... Başıma gelen her güzel şeyin ve keşke olmasaydı ama oldu dediğim, acılarımı da beraberinde yaşadığım şehir... Doğduğum, doğurduğum, eşimi, işimi bulduğum, hatt..
Sana yaklaşabilmek için, Uzaydan görüntünü mü almam gerek, Ülkenden, şehrine, mahallene, Oradan tek sana odaklanmak için, Zoom'mu yapmam gerek.... Sana açılabilmek..
Damladı damlayacak gözyaşlarını; gözlerini sımsıkıca kısarak akmasını önlemeye çalıştı. Ama mani olamadı, birkaç firar vermişti bile... Yarasını kanatan insanlardan nefret ediyordu. Ellerini yumruk y..
Ayaklarını karnına doğru çekmiş, yatağın içinde öylece hareketsiz yatıyordu. Bedeni bir heykel misali sabitken düşünceleri rüzgara kapılmış gibi oradan oraya savruluyordu. Sanki ruhu bir sele kapılmı..
Anılarla yatıp kalkıyor, gerçeklerle günü birlik, hayalleriyle ise uzun vadeli ilişkiler kuruyordu. Eş, metres ve iş hayatını birbirine karıştırmadan evliliklerini yürüten insanlara hayret ediyordu..
Ben sana demiştim! Dinlemedin, burnunun dikine gittin! Akılsızlığının cezasını çek şimdi! Sana müstehak!" Bu sözcükleri kimbilir kaç kez duymuştu. Şimdi yine bir pisliğe bulaşmış, temizleyecek adam ..
Zihninde uçuşan düşünceler, kozasından yeni çıkmış bir kelebeği çağrıştırıyordu. İçi kıpır kıpırdı. Her şey ne kadar da çabuk gelişmişti? Aşk, sevdiğinin bal rengi gözlerinden bir anda gönül pete..
Neşe’den esen ani ayrılık rüzgarı Onur’u bir yaprak gibi titretmişti. Yaşadığı aşk; tatlı bir hoşluk katmıştı hayatına, mutluluk sarhoşu olmuştu oysa şu anda koca bir boşlukta hissediyordu kendini…
Bir of çektim, Derinden ta içimden, Ne yıkılacak dağlar vardı, Ne çekilecek deniz .... Gördüğüm; Dört yanımı saran duvar, Bana kapalı kapılar, Bir de yakmadığım..