Bence her insanın hayatında bir "dönüm noktası" ya da bir "beni ben yapan" dediği biri ya da bir şey vardır.. En azından ben buna inanırım... İlkokulda ki dönüm noktam, üçüncü sınıfta değiştirdiğim..
Uzuuun çook uzun zaman önce, taa ortaokul zamanlarımda "muhteşem üçlü" diye tabir ettiğim bir arkadaş grubum vardı.. Üçümüz çok şey paylaşırdık, çok eğlenirdik, yapmadığımız zıpırlık, geri durmadığ..
"Asla" dersin... "Asla bir başkası olmayacak..!".. Ağlarsın... Günlerce gecelerce... Akıttığın göz yaşın değildir aslında, kalbindeki yaranın gözlerinden aldığı intikamıdır. Canın ilk defa bu kadar..
Hayali olmadan bir "çocukluk" geçireniniz var mı bilemiyorum. Hayallerimizi başkalarına anlatma durumu vardı bir de ki en sinir olduğum kısımdı... Sadece bununla da kalmazdı, mutlaka bir sınıf öğre..
Bir yerde yeni olmak yerine, kendini en yüksek binanın en tepe noktasından atmak en makulüdür. Ama ben, şimdilik bu uygulamayı arka kıvrımlara hapsedip, beynime takılıp kalan ve beni ziyadesiyle et..
"Kahve bahane muhabbet şahane " sözünün "seyyahname"deki versiyonunu size sunmaktan onur duyarım sevgili okurlar... Başlıktan da anlaşılacağı üzere bu hafta sonu, hatta şöyle söylesem daha yerinde ..
-Heeey Palyaçooo, geliyor...Geliyor işte bak...... +Ne!!! Nnnerde nerde nerde???? -Ya bi dur, bi kendine gel...Çocuğu görünce titreme nöbetine giriyorsun. Sakin sakin..Derin nefes..
Mecaz...Kelime anlamını bilmeyen yoktur ama grubu duymayan vardır, eminim. Özellikle de bu zamanda. Hani dizilerin ve dizi müziklerinin çoğalıp, türkü ve türevlerinin rağbet görmediği bu dönemlerde..
İzmir... Ege aslında yeni yeni alışmaya çalıştığım bir yer... Denize yabancı olduğum söylenemez, hatta benim gibi biri denizin olmadığı yerde ancak bir sürahide köklerinden kopmuş, suni bir su için..