Neden ben? Neden böyleyim ben? Böyle neden? Böyle mi gerçekten? Yorgunum. Bu şehrin, patika yollarında, iz bırakmadan koşan en tembel yorgunuyum. Nasıl bir karmaşa içeri..
Hazırsanız başlıyorum. Bugünü düne şimdiden satıp, yarını beklemeye koyularak... Kafam çok karışık. Çığlıklarım duyulmuyorken açık kalan pencerelerden, perdelerim a..
Anlatabilmek için yaşıyor olmam lazım. Yaşamam için anlatabiliyor olmam... İki ucu aşklı değnek benimki. Çok konuşan bir ben, keşke yazdıklarım gibi konuşabilsem. İçim dışımdan ..
Hiç güzel değilim. Sevilecek bir yanım yok. Gülüşüm çok itici o yüzden çok gülmem. Göz rengim güzel olsa da bakmasını bilemem. Adım bana yakışmıyor. Kalbimin sesi kulak tır..
Durdum şimdi bir köşenin başında yazıyorum. Hunharca. Bakılmaktan kanlanmış gözlerimin kanını boşaltmakla meşgulüm. Gecenin yarısını değil tamamını yaşıyorum. Nasıl bu hale g..
Bodoslama giriyorum konuya... Evlilik zor değil aslında, biz insanlar tuhaf yaratıklarız. Seçemiyoruz. Göremiyoruz. Anlamıyoruz. Anlatamıyoruz. Anlaşamadığımızı göre göre,..
Aşırı titizlikle yazıyorum bu gece… Yazı sistemim beni okuyan adamın sırtından geçiniyor. Yeter ki yazdıklarım, adamımı hislerinden yoksun bırakmasın. Aritmetik hayatımı, kopya çe..
Ah bu ilişkiler, ilişkilerimiz, ilişemeyişlerimiz… İlişkiye yapılan ‘’güven yatırımı’’ ne kadar fazlaysa, anlaşma, uyuşma, sağlıklı devam eden birliktelik mutlak oluyor aslında. Ve biz, hepimiz..
Ne kadar da ürkek duruyorum. Yüzmeyi bilenler boğuluyor diye, madalyalı ben boyumu geçen yerlerden kendimi sakınıyorum. Sağolsun güneş ışığından hiç mahrum etmiyor beni. Ay gecemi..
Kalbi olmayan okumasın. Çünkü bu bir yaz'ın kazısı, Eylül yazısıdır. Yağmur kendini yoruyor camımda, damlacıklar öylece savunmasız... Ve ben kirli sevişlerin temizlenmesini bekl..