Tam 150.blogum olacak olacak bu yazım. O yüzden ‘’SÖZ’’ diyorum sadece. Verilen sözler, tutulamayan; anlamsız sözler; hiç bir yere sığmayan...Yerin dibine batıran insanı, cehennem ateşi gibi yakıp..
Aptal liseli aşıklar... Neden sadece yeni yetmelerin aptal aşık olacağını düşünüp bu terimi kullanırız bilmem ki? Tamam başta kavak yelleri eser o çağlarda ama, aklı başında ve olgun çağında aşık oldu..
Sevemiyorum bir türlü. Adı ne olursa olsun; ekmek kavgası, fikir kavgası, ben kavgası....Bitmiyor...Tartışma demiyorum artık, tırnaklar her an çıkarılmaya hazır. Öfkeler gözlerden ateş gibi fı..
Dur biraz ne olur. Ya da en azından yavaşla...Anlayamıyorum seni! Duru görüntüne tezat, cümlelerin karışık. Ardı ardına dizilen kelimelerin bir cümle olmuş tamam, ancak anlayamıyorum! Anlam nerede?
Doğduğunda dört duvar ağladı denen, suskunluk olduğunda ‘’yine birinin kızı oldu galiba’’ söylemiyle doğuşu anlatılan kadın…Erkek bekleyen babaların, ‘’eh bir daha ki sefere tuttururuz inşallah’’ ..
Hayallerimin evleri; taştan tuğladan değildi zaten İskambil kağıdından yapmıştım duvarları Odalar dizmiştim ardı sıra Değiştirmiştim c..
MB ile yeni tanışan bir arkadaşım/kardeşim 5 gündür burada, harıl harıl yazılar yazıyor. Bir heves, bir heyecan sormayın!Okunma sayıları, ana sayfada ya da vitrinde görüntülenmeleri de bana anında..
Hayat, bazen bir ilkbahar günü gibi yaşatır bizi. Aynı gün içinde yağmur yağar ıslanırız, ardından açan güneşle tam terimiz damlamaya hazırlanırken soğuk bir rüzgar ürpertir, sırtımızdan vurup geçer…<..
Bu bir sürpriz değil. Kışın ortasındayız ve perşembenin gelişi çarşambadan belli. Henüz tutmadı ama dondurucu soğuk var. Hele gece... Uyarı var, dışarıda kalmayın diye. Gidin sıcacık evlerinize, ısıtı..
Sosyal güvencesi olan mutlu insanlardansınız bu ülkede. Yıllarca ödediğiniz primlerinizden veya eşten-babadan dolayı hakettiğiniz sosyal güvenceniz var. Eğer bir gün hasta olursam ne mutlu ki para sor..