Sonu olmayan bir saplantı belki de bu, bir bağımlılık, kendi kendini yok ediş. Dayanılması güç sözler işitiyor kulaklarımız bazen. Hakkediyorlar mı? Bilemiyoruz. Nasıl birden biri değişiyor her ..
Ben eskiden bu kadar rahatsız olmazdım ama artık dayanamıyorum. Ne olacak bu memleketin hali diye soranlara üstat Çetin Altan’ın dediği gibi; “ Enseyi karatmayalım”, diyordum. Aslında durum artık tam ..
İşte dört gözle beklenilen yaz geldi de geçiyor bile. İki parça eşyanızı atıp valize yollara düşmediyseniz daha hadi ne duruyorsunuz sizi bekliyor tüm davetkarlığıyla tabiat ana. Gidilecek, gezilecek..
“Eğer bir adam, marşla uyum içinde yürüyebiliyorsa, o değersiz bir yaratıktır. Kendisine yalnızca bir omurilik yeterli olabileceği halde, her nasılsa, yanlışlıkla bir beyni olmuştur onun. Uygarlığ..
Bu aralar vurdum kendimi dışarılara eve sokabilene aşk olsun. Tek başıma duramıyorum, bir fenalık çöküyor üstüme, sağdan soldan geliyorlar kalabalık kalabalık. Yaşım henüz otuzlara bile gelmedi yo..
Yok olan doğa mı yoksa geleceğimiz mi, doğmuş ya da doğmamış çocuklarımız mı? Sizce hangi tür kendi geleceğini yok etmek için bu kadar çaba harcar? Birileri bizim doğmamış çocuklarımızın hayatlar..
Yine çok geç olmadan değişmeli bazı şeyler dedin kendi kendine. Hem bak yaz da geldi. Hani o dört gözle beklediğin mevsim. Hem de aylardan Haziran, sen haziranları nasıl da seversin.Yalnızdın, y..
Biliyorum bu bir gece nöbeti, Göz kapaklarım düştü düşecekken, Ellerim yatağın iki yanına düşmüş, Bacaklarım bir pergel gibi doksan derecelik açı çizerken Yatakta bir uçtan diğer u..
“İçinden geleni söyle kalırsa yazık olur, hayata küsüverirsin hüzünler seni bulur. Bir şeyler yapabilirsem güzel gözlerin için, başından geçeni anlat , masaldır benim için. Hele bir gel, uzaklar s..
İstanbul' un kalabalığından şikayetçi insanlar bu aralar. İstanbul' da yaşamak zor diyorlar, trafik, kalabalık, gürültü, gecelerin karanlıklarında ki sisli sokaklar, nereden geldiği bilinmeyen in..