Kıvrıla kıvrıla çıkıyoruz dağların eteklerinden. Kimi zaman güneş, yüce dağların ardından sıyrılıp göz kırpıyor bize. Kış mevsiminde olmamıza rağmen sanki bir bahar havasını yaşıyormuşuz hissine kapıl..
Kiminin elleri üşürdü soğuktan kiminin yüreği. Kimi ürkek bakardı hayata ve insanlara karşı kimi asi. Kimi boynunu bükmüştü kadere kimi acıları çekmişti sinesine. Kimi kendisine küsmüşt..
“İnsan yaşadığı yere benzer.” Öyle midir gerçekten? Bunu hiç düşünmüş müydünüz, yani yaşadığınız yere benzeyip benzemediğinizi? Edip Cansever’in şiirini okumadan önce ben de hiç düşünmem..
Kimi zaman yalnızlığın yorgun hüznü düşer avuçlarımıza. Kimi zaman ellerimizin arasından düşürür kaybederiz yaşama sevincimizi. Sığınacak bir liman bulamayız yüreğimize, düşlerimize, hay..
Acılar damlıyor kalemimden. Sevdalar, kanadı kırık kuşlara dönüyor. Yüreğim parçalanıyor sanki bir boşlukta, kırık cam parçaları damlıyor gözlerimden.Güzel şeyler yazmalıyım diyorum kendi kend..
Her acıdan bir tarih yazdım kendime. Yeniden doğuşlarında bir milletin ya da yeniden uyanışlarında, yorgun kelimelerim sardı ruhumun bilinmeyen derinliklerini.En hüzünlü senfoniler oluşturabil..
Her insanın bulunduğu ortamdan kaçmak istediği, kalabalıklardan sıkıldığı ya da insanlardan uzaklaşmak istediği zamanlar mutlaka olur.Kimisi böyle zamanlarda, eğer denize kıyısı olan bir şehir..
"-Hanım kızımız ne iş yapıyor efendim?""-Bizim kızın elinden her iş gelir. Efendime söyleyeyim, çok güzel çamaşır yıkar bizim kız, on parmağında on marifet. Çok güzel dolma sarar. ..."..
Yalnız bir ruhun kalıntıları bunlar,bu acılargizli bir sevdanınyarım bir baharıntükenmiş umutlarınve söz verilmiş, fakat yerine getirilmemiş mutlulukların...
Bazen bir pencere açmasını isteriz önümüzde yaşamın. O pencereden baktığımızda, yeni bir ufku görmek isteriz gözlerimizle. Oysaki her sabah kalktığımızda, penceremizden gördüğümüz manzara ..