İnsan bazen kendini hayat otobüsünün arka koltuğunda unutulmuş gibi hisseder. Herkes inmiş ve biri seni unutmuştur. Küçük bir kız çocuğusundur ve dizlerine kadar çıkan, annenin büyük bir özenle yıkayı..
Yahu dedim kendi kendime ne çekiştirip duruyorsun orasından burasından... Hayatımdan söz ediyorum... Tıpkı yorgan gibi... Bir ordan çekiştiriyorum bir burdan... Koskaca yorgana sığamadım gitti. Yo..
Hayat tahta bir merdiven gibidir... Sen çıktıkça, her basamağın ardındaki basamak kendini yok eder ve sana geri dönme şansı bırakmaz... Önünde kaç basamak olduğunu bilmeden çıkmaya devam edersin... Ba..
Hepimiz birer yamalı örtü gibiyiz... Bin tane renkten, bin tane parçadan oluşan... O renklerden o desenlerden bir bütün oluşturmaya çalışıyoruz becerebildiğimiz kadar... Kimimiz hayatla başa çıkamıyor..
-İşte sorunun cevabı.-Hangi sorumun?-Geçen akşam bana sorduğun soru."Hayat ne ki baba" demiştin ya...Babam bana pembe küçük bir kağıt uzatıyor. Mavi tükenmez kalemle yazılmış iki paragraf ..
Hep aceleci bir ruhum oldu. Her şey istediğim zamanda olsun, dünya bana göre dönsün istedim hep. Oysa hayat öyle değildi, dünya dönüyor ve senin onunla aynı hızda dönmeni istiyordu. Onunla aynı hızda ..
Önsözleri okumaktan hoşlanmam. Çünkü etkilenmekten ya da önsözdeki tek bir cümle ile beklentiye girmekten kaçınırım. Kitabı bitirir önsözü öyle okurum ki; önsöz benim için aslında sonsözdür. Ama bu ke..
Bazen durmak iyidir. Durmanın hakkını vererek durmak...Yaptığın ve yapacak olduğun herşeye ara vermek, bir süre öylece kalmak. Zamanı sen belirle... Bir kaç saat, bir kaç gün ama daha fazlası değil.....
"Korkuyor musun?" diye sordu kara balık, küçük kırmızı balığa. Kırmızı balık kaygıyla yüzgeçlerini salladı ve cevap verdi: "Elbette korkuyorum.Şu halimize bir bak. Bu koca deniz içinde bir toz tanesi ..
Bazıları uyuyor, bazıları oturduğu sandalyede sıkıntıyla sürekli konum değiştiriyor bazıları da cep telefonu ile fazlaca meşgul...Konuşmacı devam ediyor: "Ağaçlar yok olduğu için bu topraklar çöle dön..