İstanbul neler eder bize... Nerelere gönderir, nerelerde yedirir, nerelerde içirir, nerelerde ağlatır, nerelerde güldürür... Aklımızı fikrimizi alır da kız kulesinin önünde atar mı denizlere? Terkedip..
O kadar mı sıcaktı ki, bedenimden çıkan her damla terle yılların sırları da akıyordu ellerimden kollarımdan... O kadar mı zamanıydı, söylenme ihtimalini bırak, söylemeye bile yeltenmeyeceğimiz şey..
“Girenler hiç çıkmadılar ki hayatımdan”Bu cümleden anladığınızı giriş-gelişme- sonuç içerecek ve kompozisyon bütünlüğünü bozmayacak şekilde anlatınız...Ben başlıyorum.Sonra siz devam edeceksin..
Bu yazmak denen içgüdüsel davranış sanırım hep bir takım muhabbetlerin ortasında edilen, birtakım şaşırtıcı cümlelerden sonra ortaya çıkıyor... "Amma enteresan laf ettim ben ha!" dedirten bu cümleler ..
Giymelisin cicilerini.... Takma-ma-lısın şapkanı bi seferlik... O sevmediğin güneş biraz saçlarında gezinmeli... İnmelisin ya da çıkmalısın denizin kenarına... Şöööyle bir bakmalısın güneşli İ..
Bu tiyatro davası beni de fena ele geçirmişti bir ara. Ve hatta gireyim konservatuar sınavlarına, idaelist bir tiyatrocu olarak kendimi yetiştireyim. Bu işe gönül vereyim. Kendimden geçeyim sahnede. ..
Bu deneme mahiyetindeki yazıya nasıl başlayacağım konusunda ciddi endişelerim var...Önce kendime bir takım sorular sormam gerekiyor galiba.Başlayalım o vakit... Soru 1) Zeynep Hanım.Bu yazıyı ..
1996 da tanıdım onu...Gencecikti,şimdikinden bile...İlk gördüğünüzde kanınızın ısındığını hissettiğiniz,sevmeniz için tek kelime bile etmesine gerek olmayan insanlar vardır ya...Onlardan biriydi O..
Gelin ulan gelin! Sizden korkan sizin gibi olsun! Siz geldikçe biz güçleniyoruz çünkü. Siz yüzsüzleştikçe biz su yüzüne çıkıyoruz. Bu suyun bir yüzü ve orda da nefes var biliyoruz. ..
Terbiyesizliğin bir sınırı var mı ? Örneklemek gerekse madde madde sıralanabilir mi? Diyalog haline getirilip ne kadar terbiyesizleşilebiliyor, analiz edilebilir mi? Terbiyesizlik denen virüs bün..