Yazmak; beynimin kıvrımlarında sözcükler köşe bucak koşturmaya başlayınca, klavyenin üzerinde harflerle dans ederek, belki bir dostumla muhabbet, belki birkaç arkadaşla sohbet etmek gibi bir tad bı..
Sabah demlenmiş mis gibi çay, yanında kızarmış ekmek kokuları sarardı evleri. Ailece toplanılır, Allah ne verdiyse konulur, bazı günler daha özel, bazen sıradan yaplırdı sabah kahvaltıları. ..
Zaman, anlardan anılara doğru akarken, yitirirken farkına varmadığımız pek çok şey günün birinde anıların içinde gömülüp kaldığında daha da değerlenir. Gün gelir, bir fincan kahve tadında,..
Her zaman her durumda, ve herşey için geçerli olan; beklentiler ne kadar azsa memnuniyet de bir o kadar artar. Sanırım çok şey bekleyerek girmişim salondan içeriye. Işıklar söndü, film baş..
Altmış üç yaşındaydı Ali Rıza amca. Hoş pekte yaşını göstermiyordu. Sanki altmış üç yılı, yıllar yıllar öncesinde bırakmış da çoktan yetmişin üstüne çıkmış bir görüntü sergiliyordu, fersiz bakan gö..
Bundan yıllar önceydi, bir seminere katılmıştım, ilgili bakanlığım personeliyle birlikte ve o bakanlığın yaşam koçlarının verdiği. "Kırmızı bir etek-ceket giyip, saçlarımı sarıya boyatıp, b..
Taşları delen damlaların gücü değil sürekliliğidir… Küçümsediğimiz bir damlacık, “Adı üzerinde damla” kendi gücüyle ancak cürümü kadar yeri ıslatır, ama peş peşe damlayan o küçücük d..
İki küçük dağın arasına konuşlanmış, ortasından bir yolgeçen ve yolun etrafına sıralanmış evler, köyün bir alt tarafı var birde üst tarafı, uzun bir köy anlayacağınız. Babamın orada öğretmenliği ne..
Eminim pek çoğumuz daha önce benim gibi defalarca okumuşsunuzdur ama ben okumayanlar varsa diye paylaşmak istedim... Can Dündar hazinesinden... Bazen öyle bir ilişkiye tutulursunuz ki, ne sevebi..
Bir umut, biraz belki, biraz acaba...Tedirgin bekleyişler, gergin anlar, ilaçlar, iğneler, doktorlar, hastaneler... Yıllarca ilaçlara bağlı yaşamak, yıllarca çözümsüz sorunlarla uğraşmak.