son bikaç yıldır gönlümde bir heves, her nefeste içime sen doluyorsun Neles, yanımda sen yok iken hayat sanki bir kafes, bodrumdaki herkes benim map..
müzik, ruhun nidasıdır şarap, ruhun gıdasıdır aşk, ruhun belasıdır sessizlik, ruhun selasıdır uyku, ruhun sefasıdır beden, ruhun cefasıdır sevmek, ruhun ci..
gel bir daha, iki olsun bu yeter bu kadar fasıla, nasıl olsa sevmiyor muyuz birbirimizi hala? halikarnas şarapçısı ..
evde yapılan hesaplar tutmuyor çarşıda, ilacı hep başka yerde arıyorum oysa şifa kendi koynumda, ilham da böyle bişey, başka diyarlara, başka muhitlere gitmeye n..
tam sana alışıyorum sensizlik çıkıyor karşıma, önemli değil ben ona da alışıyorum ama sonra yine sen giriyorsun aramıza.. halikarnas şarapçısı ..
varlıklı bir ailenin orta boy yatını izliyorum bizim kitapçının terasından, akşam üstü serin oluyor da, ancak oturulabiliyor, bi şemsiye alamadık ki gölgelik yapıversin.. yelken direkl..
dalgaların yaladığı irili ufaklı bordo, bej, gri çakıl taşları aralarında deniz kabukları da var onlarca kişinin ayak izleri karışmış her seferinde sünger çekiyor üzerine
gayet vakur bir muhabbette seyrediyordu halimiz ne olduysa oldu, sanırım gönül kıvamını buldu fırtına koparan gökyüzü gibi, bir anda değişiverdi nevrimiz o andan sonra sıcak..
Yaklaşık üç buçuk saatlik bir zaman zarfının ardından vardım İzmir’e. Eskisi gibi değildi terk ettiğim bu şehir, sanki birileri benim hatıralarımı unutmam için yardım ediyordu. Belediyeler, işletme..
Hastaydım geçen hafta... Kolay kolay hasta olan biri değilim ama öyle bir hasta olurum ki en az bir hafta sürer semeresi.. Hastaydım ama mutsuz değildim ve mutsuz değilken yazmak benim için..