Sabahtan beri önüme kışlık yakacak misali yığdığım gazeteler odanın her tarafına dağılmış. Pazar ekleri, bölge ekleri, abone olduğum siyasi dergi, bayiden aldığım mizah dergisi, aç karna içti..
Ümit: Vay Serhat’ıma bak, hoş geldin hafız. Oğlum sen İstanbul’da değil miydin lan? gel biraderim gel çıkar o çizmeleri falan. Okan: Kim bu be sabahın köründe. Vay Serhatcan sen nereden çıktın l..
Önümüzde siyah ve yeşil şişeli biralar, birinci sınıf sigaralar, rengarenk cep telefonları ve bir tabak papaz eriği vardı. Son yıllarda erik ya da elma - armut yiyebilecek kadar iyi hissetmiyo..
Ben Sadık amcayı çok iyi hatırlamıyorum aslında, yani şimdi gözlerimi sıkıca kapatıp hafızama ‘Haydi aslanım şu Sadık amcanın yüzünü bana bir gösteriver, özledim’ desem bir işe yaramaz. Hatırl..
Gözlerimi kapattığımda yüzün oluyordu karanlıklar ki Zaten buydu sevmek. Alışmak, iyi insanlar olmak, bir ömür boyu beraber olmak... Sevgi beslemek, vefalı olmak Tıraş!<..
Blogların arasında gezinirken şu MİM hadisesini boyuna görüyordum satırların arasında. Sevgili Tülin Aksoy sağ olsun kendi MİM içerikli yazısında bana da bir çiçek atmış. Şimdi o çiçeği vazoya k..
‘Hayat sahibi’ olamadık henüz hayatın içinde sevdanın içinde aşk sahibi de olamadık ya gerçi sen bunlara boş ver ‘sarı bey’ birazdan mekandayım gelip ‘oynatacam hepinizi’ ..
Deniz: Alo Okan... Baba bir teklifim olacak sana, bu akşam “Boztepe’yi güzelleştirme vakfı”nın bir toplantısı olacakmış, adamlar bizden de şöyle ufak bir dinleti istediler, hani iki gitar bir yan f..
Bir şeyler kötü gidiyordu ve ben yine beklemem gerektiğine kendimi inandırmakla meşguldüm. Bu turizm hadisesi her kış aynı azabı çektirirdi bize, biliyorduk. İnsanlar uzaktan bana baktıklarında kimse..
Okan: Şu nasıl babacan; ‘Soylu yüzünüzü gördüğüm andan itibaren vücudumun bütün hücreleriyle irkilip naçizane ömrümün...’ Tuncay: Kes be hafız, siyah beyaz film gibi ilan-ı aşk mı olur günümüz T..