Ahmet YILMAZ
Başarıyı tek başımıza da elde edebiliriz. Ama yaşadığımız mutluluğu paylaşamazsak, o başarıdan hiç zevk alamayız. Bayramlar, bireylerin “toplum” olmasını sağlayan manevi harçlardır. Her yıl, daha üst basamaklara çıkarmamız gerektiği halde, onu biz kendi ellerimizle iğdiş ettik. Aile fertlerinin yılda iki kez de olsa bir araya gelmesini, sevgiyle kucaklaşmasını sağlayan bayramları, tatil niyetine kullanıp, büyüklerimizden uzaklara kaçtık. Bir “el öpmek”ten bile kaçındık. Sonra da sevgiden ve saygıdan uzak, yabancı bir toplumla karşılaştık… Bayramlaşmak tek kişiyle yapılacak bir eylem değil… Birbirimizle, her birimizle ayrı ayrı bayramlaşarak, onun hazzını yaşayacağız ki, sevincimizi paylaşıp toplumun tüm katmanlarına yayabilelim… Bu duygularla hepinize, bayram sevinci içinde geçen sağlıklı, mutlu, başarılı bir ömür diliyorum. Selam ve saygıyla…
19 Ağustos 2012 23:57kemal budak
slm limon çiçeği.nasılsın iyi-misin..yazılarına son verip tatile çıktın..okurların dört gözle yazılarını bekler selam ve saygılar.ankaradan bir okurun:)
04 Haziran 2012 14:39kemal budak
Teşekkür ederim.. engellilerde en çok ihmal edilen sosyal doku..Avrupada bu tür sosyal yapılara kiliseler,devlet ve gönüllü kuruluşlar belli bütçe ayırırken mualesef ülkemizde özürlü çocuk kadın sorunları her fırsatta paspasın altına süpürülüyor.görmezden geliniyor.hele muhafazakar bir hükümet döneminde yapılmasını kabullenemiyorum..şule...saygılarımla.
16 Mart 2012 16:59kemal budak
saygı değer kardeşim;ümitsizlik sana göre değil..bende senin çocukluğunu bilirim:)güçlü iradeli,çalışkan her zor şartta ayaklarının üzerinde durabilecek bir dünyaya sahipsin...toplum sosyolojik olarak büyük değişim içerisinde bunun getirdiği ciddi yıkımlar ve yozlaşmalar var.ama bunlara rağmen bu toplum manevi değerleri ile ciddi yasal düzenlemelerle sorunların ortadan kalkacağını düşünüyorum.saygılarımla..
14 Mart 2012 11:35