Cemal Hüseyin Çağlar
Sevgili KURABİYE;yeni yılınız kutlu olsun... Umutlarınız mutlulukla, sevgi ve huzurla taçlansın... Her zaman çok iyi olmanızı Allah'tan dilerim... Yazmıyorsunuz; bence yazın... Bu arada iyi olduğunuzu ümit ediyorum... Selam, sevgi ve hürmetlerimle... Esen kalınız..
30 Aralık 2009 21:12Cemal Hüseyin Çağlar
Sevgili KURABİYE; bayramınızı kutlar, sağlık ve esenlikler dilerim... Selam, sevgi ve hürmetlerimle...
21 Eylül 2009 16:27Cemal Hüseyin Çağlar
Sevgili KURABİYE; sevgi toplumu olacağımıza olan inanç ve ümidimle yeni yılınızı kutlar; sağlık ve huzur ve mutlulukla dopdolu bir hayat yaşamanızı Allah'tan dilerim... Sizlere ve ailenize selam, sevgi ve hürmetlerimle... Gene yazmamaya başladınız!.. Neden?!.. İyi olduğunuzu ümit ediyorum ve diliyorum... Sevgilerimle... Esen kalınız...
04 Ocak 2009 14:39Cemal Hüseyin Çağlar
sevgili KURABİYE; bayramınızı kutlar, sağlık,mutluluk ve neşe dolu bir hayat yaşamanızı Allah'tan dilerim... Sizlere ve ailenize selam, sevgi ve hürmetlerimle... Esen kalınız...
29 Eylül 2008 13:55Ahmet YILMAZ
Milletçe ortak sevinçlerimizi paylaşabileceğimiz özel günlerdir bayramlar… Müşterek duygularımız çoğaldıkça ve bu duygulara yürekten katıldıkça, gerçek bir millet olabiliriz. Bayramın tadını, onu iliklerimize kadar bütün benliğimizde hissetmezsek çıkaramayız ki… Bizi bize bağlayan ve sayıları artık oldukça azalmış olan ortak değerlerimizi yıpratmak yerine, birbirimize kenetlenmemize yardımcı olacak değerler yaratmaya gayret etmeliyiz. Bu duygularla bayramınızı kutluyor, size, ailenize ve bütün milletimize, bayram tadında ve güzelliğinde bir hayat diliyorum. Selam ve saygılarımla…
28 Eylül 2008 23:22yasamdan
gün güzellikle geçsin..tebesümle
10 Eylül 2008 12:43CEVAP
Teşekkür ederim, sizin de :))
11 Eylül 2008 10:51yasamdan
kurabiye tadında yazıları okumak,bir kurabiye canavarı için çok keyifliydi..ve hep keyif alacağım algıladığım bu..yazma kültüründe buluşmak çok hoş
05 Eylül 2008 01:18yasamdan
aslında bir ara uzun bir telefon görüşmesi yaptım..yazının neresinden bakayım dedim kendi kendime..aşağı tükürsen bıyık misali.ama sakal da insanın canını yakıyor.hassas görevdeki bir bakan, devleti soyanlardan bir şekilde tahsilat yapmaya çalışıyor, amabir o kadarda farklı bir şekilde bankanın içini boşaltan eski bakanın oğlunun nihakında tanık..kimse birşey sormuyor..sordum..içim rahat.ama toplum bir o kadar uzak, promosyoncu ve arabesk..herkes herşeyi seyrediyor..sıkmadım umarım.aslında profesyonellikle ilgili sözcüklere baktığımda şunu dedim kendime, insan buna cevap bile verirken yakışabilmeli merhabasına..yeni okudum o mesajı gecikmeli yanıt verdim.özür dilerim..gün arkanızdaki denizin esintisi gibi keyif ve esenlik versin.tanrı hep böyle gülümsetsin..beyaz çok şık..aydınlıksınız.. ays.k
03 Eylül 2008 21:53CEVAP
Teşekkür ederim; hepsi için :))
04 Eylül 2008 11:42yasamdan
Bir kadını ağlatmak çok zor değildir aslında. Kadınlar her şeye ağlayabilir;bir filme, bir şarkıya, bir yazıya... En az erkekler kadar yani! Ama bir kadını yürekten ağlatmak zordur. Eğer bir kadın yürekten ağlıyorsa, ağlatan onun yüreğine ulaşmış demektir. Ama o yüreğin değerini bilememiş olacak ki ağlatan, gözünü bile kırpmadan teker teker batırır iğnelerini yüreğe! - İşte o zaman koca bir yumruk gelir oturur boğazına kadının. Yutkunamaz, nefes alamaz; çünkü o koca yumruk canını çok acıtır. Gözleri buğul-anır kadının sonra. Ağlamayacağım, der içinden. Ama engel olamaz işte. Çünkü yüreğine ulaşmıştır birileri ve iğneler saplamaktadır.. Bu acıya ne kadar karşı koyabilir ki bir kadın. İnce ince süzülür yaşlar gözünden; önce birkaç damla, sonra bir yağmur seli... Ve kadın ağlar; hem de çok! Sanmayın ki gidene ağlar kadın! Gidenin giderken koparttığı yerdir onu ağlatan, orada bıraktığı yaradır. O yaranın hiç kapanmayacağını, kapansa bile izinin kalacağını bilir kadı
03 Eylül 2008 21:40