İBRAHİM PEKBAY
Sayın M. Talip GİRGİN... Son iki yorumunuza cevap vermedim, bekletiyorum. Her iki yorumunuza da bir yazı ile toptan cevap vermek istediğimden. Şu günlerde yoğunluğum var, sizi biraz bekletmek zorunda kalacağım için özür dilerim. Saygılarımla... İBRAHİM PEKBAY
06 Haziran 2011 16:43CEVAP
Dert etmeyin sevgili İbrahim Bey; ben de bu arada 75 siyasi yazınızı -26 blog yazınızı -192 mesajınızı-814 yorumunuzu kayıt altına aldım! Bana vereceğiniz yanıtı sabırsızlıkla bekliyorum. Zira birbiriyle çelişen yazılarınızı kamuoyuna sunmak için sabırsızlanıyorum. Ayrıca AKP ve DP genel merkezlerine göndermek için hazırladığım soru önergesi var :) oralardan gelecek cevapları da merak ediyorum. Ayrıca 28.01.2007 tarihinde Milliyet Bloga kayıt olurken öğrenim durumunuz “Yüksekokul “ – 2009 Yerel seçimlerinde Kayseri- Melikgazi’den aday olduğunuzda öğrenim durumunuz “Lise” – 2011 Genel seçimlerde ise DP Bursa Milletvekili adayı başvurunuzda ise öğrenim durumunuz “Orta”! Bunu takiben 2013 yılında “İlkokul” 2015 yılında ise “Ali okulundan” mezun olacaksınız demektir :) Daha bitmedi; seçimlerin ardından size oy vermeyen halk için söylediğiniz güzel sözler (!) var! Sizi şöhret (!) edecek bilgileri bana verdiğiniz için çok teşekkür ederim. Selam ve saygılar...
07 Haziran 2011 16:02Sinan Temel
Merhaba Talip Bey, Bir anlık merak ve heves ile başladığım blog kaydım nedense yaklaşık iki yılda onaylandı. Bu sürede merak ve hevesim de gidivermişti. Bir gün baktım ki onaylanmış! Eh, o zaman devam edilmeliydi. Ben de öyle ettim. Böylesine başladığım blog maceramın ilk yorumunu sizden aldım. Bu arada ağlama seslerini nereden duydunuz, doğrusu anlayamadım ;) İlginiz için teşekkürler.
30 Mart 2011 00:15CEVAP
Merhaba Sinan Bey, gerek yazınızın içeriği olsun gerek son kısımda yazdığınız hikâye; Hakikatten bu güne kadar “Blog” kategorisinde yazılanları düşününce “bize neler yapmışlar” diyerek ağlama seslerini duyar oldum (Ağlayanların arasında ben de dâhil) :)) Yani siz, sanki yaklaşık beş yıldır bir anlamda “Blog” kategorisinin nabzını tutmuş ve bunu anlatmışsınız. Bu açıdan baktığımızda tüm yazdıklarınız “cuk” diye oturmuş. Ağlamaktan kastım buydu. Madem onay aldınız yazmaya devam edin lütfen. Hevesiniz kaçmasın, güzel yazılarda buluşmak dileği ile Adıyaman’a selam ve saygılar…
30 Mart 2011 16:32Dilek Yaka
Sayın yazarım, paylaşımlarınızı keyifle okuyorum! Yorumlarınızla verdiğiniz desteğe teşekkür ederim. Bloglarımı önerilerinize almanız ayrıca onurlandırdı ve kendime olan güvenimi tazeledi:)Güzel paylaşımlarda görüşmek üzere saygılarımla, mutlu kalın...
24 Mart 2011 08:55CEVAP
Asıl ben teşekkür ederim Dilek Hanım. Önerdiğim iki konu hakikatten çok iyi. Benim yirmi yazıda yazdığımı siz iki yazınızda özetlemişsiniz:) Aklıselim insanların tutum, davranış ve yaklaşımları fark edilir. Ben sizde bunu gördüm. Daha dikkatli ve başarılı olacağınıza inanıyorum. Sağlıcakla kalın. Selam ve saygılarımla...
25 Mart 2011 00:59Baver Ergun
Mesajınız ulaştı tabii. Hatta size cevap da yazdım. O elinize ulaşmadı galiba? *ayrıca mail adresim halen geçerlidir..Selamlar.
07 Mart 2011 21:01CEVAP
Şimdi farkettim! Sorunuzun cevabı K.Çekmece :)
08 Mart 2011 11:33Kadri KANPAK
Blog ortamında kimin neyi niçin yaptığını bilmesi mümkün değilken, yüz yüze tanışmadan ne düşündüğü anlaşılmadan sanal ortamda bana karşı takıntılı bir tavır sergileyen Sayın M.Talip GİRGİN'İ, Sayın Ümit CULDUZ'u ve Sayın Dıldız Teyzeyi 5 Mart Cumartesi günü sayın Yılmaz ÇETİNGÖZ'ün organizatörlüğünde yapılacak toplantıya katılmaya yüzyüze tanışmaya kahve ikram etmeye davet ediyorum. Aktüel bir insan olarak benim zorba bir yanımın olmadığını, şimdiye kadar kimseye zorbalık yapmadığımı sadece zorbalık yapmaya teşebbüs eden birine mahkeme kanalıyla hüküm giydirme yolunu seçen tavırda olduğumu özellikle belirtiyorum. Bu davet bir düelloya, hesaplaşmaya veya tartışmaya davet değildir, sadece bana tavırlı bloggerları yüzyüze dinlemeye davettir. Profesyonel mesleğimin gereği ve deneyimiyle muhatabını empatiyle dinleyen biri olduğumu da özellikle belirtiyorum. Davetimin kabul edileceğini umuyorum, kabul edilmemesi halini (yorumunu) de bu blogu okuyan veya haberdar olacakları
03 Mart 2011 08:54CEVAP
Size karşı bir takıntım yok Kadri Bey! Siz istediniz (!) ben yazdım! Bana bulaşmadan çok kişilikli yayın hayatınıza devam edebilirsiniz! Ancak en ufacık bir ima'nız da her zamanki gibi benden fazlasıyla hakettiğinizi alırsınız. Yolunuz açık olsun...
08 Mart 2011 11:40Kerim Korkut
Hastayım be ya...Yorumuna cevap bile yazamıyorum.
15 Şubat 2011 05:14CEVAP
Tabi tabi; sayfa dolusu yazı yaz bize gelince "hastayım usta." Ben de yedim beyaaa. Alacağın olsun... :)
15 Şubat 2011 23:52Kerim Korkut
Bilim adamı yanım yok benim.Halk adamı olmak istiyorum.Bu nedenle yazılarımı hep kahvedeki,sokaktaki insanlar için yazıyorum ya dediklerim henüz interneti açıp yazı okuyacak bilince ulaşmadılar.Sizin gibi üst düzey elit kültüre sahip kişiler okuduğunda eksiklerim ortaya çıkıyor.Eleştri alıyorum,düzeltmeye çalışıyorlar ama yine de onlara da yeni ve farklı gelen söylem ve mesajlarım olduğunu kendilerinden duyuyorum.Türkiye'de bir değişim gerçekleştirilecekse bu, aydınların öncülüğünde olmalıdır.Ben yaparım ben yapmalıyım gibi keskin bir iddia sahibi değilim.Ama artık herşeyi bildiğimiz ve yola çıkmamız gerektiğini düşünüyorum.Türkiye'yi siz değiştireceksiniz ama naçizane kılavuzunuz ben olacağım.Çünkü bu ülkede herkes akıllı.Akıllı insanlar yola geç çıkıyorlar.Oysa ülke beklemiyor.Bu ülkeye bir deli lazım ve o deli de benim.
10 Şubat 2011 05:38Kerim Korkut
Benim bir amcamın oğlu vardı.Nasılsın dediğimizde" Eşek gibiyim" derdi. Sonra onunla ilgili bir tekerleme yerleşti dilimize: " Tekça,Topçam,Yellice,Güllüce yerin yurdun olsun Kara Ali" Bu toprağın kaderi biz olmadan değişmeyecek. Bazıları söyleyecek tek sözü olmadan başbakan oluyor.Benim 300 yazıda halka söyleyeceğim 3000 mesaj var.Ve sizin kimbilir ne kadar. Atsız kahramanlar artık yavaş yavaş toplanma yerine gelmeli. Satürn Çağı adlı yazımda davamı ilan ettim.
08 Şubat 2011 16:25M.Talip Girgin
Şu anda AKP den daha faydalı olacağına inandığım bir parti veya lider görürsem gönül rahatlığıyla oyumu ona veririm. Particilikle işim olmaz. Memleket hep bu düşünce yüzünden geri kalmıştır. Siz inşaat mühendisisiniz ve hatta statik proje çiziyorsunuz, balığı ve doğayı seviyorsanız sizinle mükemmel anlaşacağız sanırım :)) Kendi branşımda iyi resim çizer ve yapacağım işi müşterime beğendiririm. Teorik olarak bir müşteri hayalinde uçak bile yapabilir (!) ve bunu sizden isteyebilir! Marifet, müşterinin uçağını düşürmeden onun ayaklarını yere indirmektir. :)) Saygılar…
01 Şubat 2011 15:17Yavuz Nadi
Son yazıma yorumunuzu yanlışlıkla sildim.Kusura bakmayın..Gerçekte Akp li değilim.Daha doğrusu uzun zamandır hiçbir partili değilim.Ülkem için kim doğru işler yaparsa onun arkasındayım.İdeolojisi beni ilgilendirmiyor.İnsanlar particilik adına,ideoloji adına ülkelerine zarar vermeyi bile göze alabiliyorlar.Yeter ki iktidara gelsinler.Bu beni sinir ediyor.Erdoğan'ı artık dünya alkışlarken,ondan ders alırken, yapılanlar apaçık ortadayken bu denli eleştirilmesi çok çirkin geliyor bana..
01 Şubat 2011 00:23CEVAP
Aksilik, bende yorumlarımın her zaman bir kopyasını saklardım bu kez üşenmiştim:) Sizi anlıyorum Yavuz Bey. Bende AKP li değilim ama hata yapanlar, hatalarını kabul etmediği ve çizgilerini değiştirmediği sürece oyumun gideceği yer bellidir! Oyumu partizanlık adına veya birileri efelensin diye değil, vicdanım adına ülkeme hizmet versinler diye veririm. Kendi oyuna sahip çıkamayan insanlarla, kimse kusura bakmasın ama işim olmaz. Birileri sürekli “AKP ye oy vermeyin” diyor. Peki, kime oy vereceğiz? Kamu vicdanında kendini henüz aklayamamış koalisyon partileri 500 milyon dolar kredi bulabilmek için tüm dünyayı dolaşmamışlar mıydı? Amerika’dan aldıkları referans ile AB kapılarını çalmamışlar mıydı? Bunlardan önceki dönemde gittikleri her yerde kapıları yüzüne kapanan ülke değilmiydik? Birbirlerini aklayan paklayan siyasileri, deprem yardımları ile maaş ödeyenleri, yolsuzluk yüzünden 200 yıl hapis cezasıyla yargılanan bakanları görmedik mi? Devam edecek...
01 Şubat 2011 15:15