Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Mart '07

 
Kategori
Müzik
 

Kitaro - 30 yıllık yolculuk (3)

Kitaro - 30 yıllık yolculuk (3)
 

(Önceki yazıdan devam)

Soong Sisters, Kitaro’nun bir diğer film müziği çalışması. 2003’te basılan bu albümde 3 Çinli kızkardeşin çocuklukları ve yetişkinliklerini anlatan filmin orjinal müzikleri yer alıyor. Savaş dönemini anlattığı için oldukça karanlık temalar da var bu albümde, sözgelimi “Waltz and War” (Vals ve Savaş) isimli parçada olduğu gibi. Güzel bir valsin ardından savaş temasını tekrarlanması, güçlü bir kompozisyon oluşturmuş. Yine bu yıl, Kitaro’nun bir başka başarılı konseri, “Day Light and Moonlight / Live In Yakuhisji” yayınlandı. 3 konservatuar öğrencisi ve eşiyle birlikte verdiği bu konserde, Thinking Of You ağırlıklı olmak üzere, yeni ve eski parçalarını seslendirdi Kitaro. Bu albümden beni en çok etkileyen Mercury yorumu oldu. Kitaro’nun bir özelliği, konserlerin değerini bilmesi ve sunduğu fırsatları değerlendirmesidir. Bir albüm basıldıktan sonra, artık üzerinde değişiklik yapmanız pek mümkün değildir. Parçalarınızı yeniden yorumlamanız için ya bir kaç şarkıdan oluşan küçük albüm (single) çıkarmanız ya da 5-6 albüm sonra bir derleme çıkarmayı beklemeniz gerekir. Oysa albüm yayınlandıktan sonra aklınıza gelen değişiklikleri, konser sırasında uygulayabilirsiniz. Mesela Ki albümündeki The Clouds ile Asia konser kaydındaki The Clouds arasında fark vardır, konserde tema daha belirginleşmiş, daha akıcı hale gelmiştir. Aynı biçimde Mandala’daki Dance Of Sarasvati, ritm açısından zayıftır ve içinde söylenen ilahi biraz zor duyulur. Ama An Enchanted Evening konserindeki yorumu olağanüstüdür. Ritm son derece güçlüdür, ilahi final bölümüne bırakılmıştır ve parçanın bitişi keskindir. İnsanın içini kıpır kıpır ettiren bir enerji kazanmıştır. Thinking of You albümünün parçası Mercury’de de melodi ve kurgu nispeten zayıf kalır ama Yakuhisji Konseri’nde törensel başlangıcıyla bambaşka olmuştur. İki keşiş dev mumları yakarken, Kitaro kısa kısa çaldığı flütüyle önce dört bir yöne selam verir, ardından yeşil ışıkların altında melodi akmaya başlar. Kemanla desteklenen kompozisyon duygusal yoğunluğun tepe noktasına ulaştığında bir anda yavaşlar ve mumlar yine keşişler tarafından söndürülürken, alkış sağanağı arasında biter. 2002 yılının Eylül ayında, 3 gün süren dolunay sırasında Yakuhisji Tapınağı’nda verilen bu konser dizisi, Kitaro’nun en başarılı performanslarındandır.

2004’te ve 2005’te iki tema albümü arka arkaya yayınlandı. Her ikisi de; Japonya’dan Hindistan’a kadar yürüyerek giden ve ardından bazı kutsal el yazmalarıyla yeniden aynı yolu yürüyerek dönen, böylece Japonya’da Budizm’in yayılmasına öncülük eden keşiş Kuk-Kai’nin bu uzun yolculuğunu anlatıyordu. İlk albümün açılış parçası Michi’de (Japonca “yol” anlamına gelir) eski Kitaro tadını bulduğumdan olsa gerek, bu parça bana hep İzmir’i anımsatır oldu. Shizuku, Gi, Silence, The Wind ve Evenig Sun, kesinlikle dinlemesi keyifli parçalar. İkinci albümde daha zengin müzikal motifler bulunuyor; As The Wind Blows, Whispering Earth, Floating Lotus, Pecaful Valley, Crystal Field gibi. Her iki albümde de uzakdoğu enstürmanlarına ve Budist ilahilerine bolca yer verilmiş ama elbette Kitaro, ilk gözağrısı analog synthesizer’larından da vazgeçmemiş.

2006 yılında eşi Keiko Takahashi ile çıkardığı Spiritual Garden albümü, sanatçının şimdilik son stüdyo albümü. Keiko, daha önce konserlerinde birlikte çalmış ya da bazı stüdyo albümlerinde Kitaro’ya eşlik etmişti ancak yalnızca seslendirme anlamında. Bu kez ikisinin ortak besteleri, ortak düzenlemeleri var. Ancak ne yalan söyleyeyim, kendi adıma albümü çok ilgi çekici bulmadım. Kitaro’nun bazı parçalarını, bazı albümlerini sonradan seversiniz, From The Full Moon Story, Live In Asia ya da Tenku’da, Mandala’da olduğu gibi. Ama bu albüme çok ısınamadım. Oysa albüm, Japon geleneksel dans tiyatrosunun ustalarından Koichi Tamano’nun çalışmalarından ilham alıyor. Yine de kullanılan sesler ve motifler, Narada, Windham Hill gibi New Age müzik firmalarının çıkarttığı albümlerde rastlayacağınız türden; bu nedenle de özgün Kitaro çalışmalarına benzemiyor.

Bütün bunların yanında mesela Ninja Scroll isimli çizgifilmin, Shangai 1920 filminin müziklerinde ortak çalışmaları, pek çok toplaması, Tamayura isimli özel bir konseri (ki Butoh dansı ustası Koichi Tamano danslarıyla eşlik eder), 1981’de Kobe’deki uluslararası fuar için hazırladığı müziklerin yeniden basımını da içeren Noah’s Ark isimli derlemesi var Kitaro’nun. 30. yılını yine bir toplamayla açtı Kitaro, bu kez Barselona, Pekin’deki Yasak Şehir gibi çeşitli konserlerinden de görüntüler olan bir DVD ekleyerek. Yeni albümünü kendi adıma sabırsızlıkla bekliyorum.

Kitaro, alçakgönüllü bir müzisyen. Sahneye her giriş ve çıkışında dinleyicileri selamlamayı ihmal etmeyen, kendini bir dilenciyle aynı düzeyde görebilen (ya da bir dilenciyi kendi düzeyinde görebilen), hamile kadınları normal konserlerine kabul etmeyen, parçalarını gözlerini kapayarak seslendiren, ses evreninde yeni yerlere ulaşmayı seven biri. Fazla demeç vermekten hoşlanmayan, uzun yıllar boyunca dünya turuna çıkmayıp yılda 7-8 konser vermekle yetinenlerden. Sanılanın tersine evli, hatta Keiko ile olan evliliği ikincisi. Müziğin yanı sıra havai fişeklerle uğraşmayı, resim yapmayı, şiir yazmayı, eski kitaplar toplamayı ve fotoğraf çekmeyi de seviyor, hatta Gaia’da olduğu gibi albüm kapaklarında ve kartotekslerinde kullanıyor bu fotoğrafları. Yaptığı müziğin insanlar üzerinde olumlu etkisi olduğuna inanıyor. Her yıl yazın son dolunayında Fuji Dağı eteklerinde davullarını çalıyor gün doğana kadar. Tapınak çanlarını ayrı ayrı kaydedip, bunları albümlerinde kullanıyor. Yeni müzik aletleri yapıyor, kullandığı çeşitli enstrümanları zaman zaman kendi kullanımına göre yeniden biçimlendiriyor. Her konserinden önce mutlaka prova yapıyor ve işini öylesine ciddiye alıyor ki, zaman zaman konserdeki performansı stüdyo kayıtlarının önüne geçiyor. Popüler kültürün akışına kaptırmıyor kendini. İnsanlar 2000 yılının çılgınlığını yaşarken, o gelen proje tekliflerini güvenilir olmayan bir takvim ve kendi inanç sistemini öne sürerek geri çeviriyor. Öyle ya, Dünya 2000 yaşında değil ve bizim kullandığımızdan çok daha eski zamanları gösteren takvimler var. Klavyelerinin başına oturduğunda çalmaya başlıyor, üst üste eklediği seslerle, o an kafasından geçenleri yansıtıyor. Fazla ölçüp biçmiyor seslendirdiği eserini, bir defada kaydediyor ve beğenimize sunuyor. Pat Metheny hayranı olduğunu, blues türüne ilgi duyduğunu samimiyetle dile getiriyor. Japonya’da herkese açık olan evinin kapılarını, Amerika’da kapatmış olmaktan dolayı üzgün. Bazı girişimcilerin, bunu turistik bir hale getirmesinden rahatsız olmuş ve mecbur kalmış. Ama yine de tanıdıklarıyla sık sık bir araya geliyor evinde.

Benim Kitaro ile tanışmam lise döneminde oldu. 1988 yılında, piyasada 2 kaseti olduğundan sözetmiştim. Arkadaşlardan biri, aslında tamamen farklı müziklere ilgi duyduğu halde “Ben Kitaro dinlerim.” demiş ve Silk Road 1 albümünü vermişti bana. TV’de dinlediğim yorumdan bir hayli farklıydı melodi, hayal kırıklığına uğramıştım. Piyasada Yonca etiketiyle yayınlanan kaseti edinmiştim sonra. Beni ilk vuran parça Takla Makan Çölü olmuştu. Aynı kasetten Free Flight, Lord Of The Sand ve Dawning’i sevmiştim daha sonra. Ankara’da öğrenciliğim başladığında gerek Tunalı Pasajı’nda kaydettirdiğim albümler, gerekse Japon Elçiliği’nden ödünç aldığım yarım saatlik bir Kitaro belgeseliyle, bu Japon dehayı tanımaya devam ettim. Ankara’da İzmir’i özleyip batı ufkuna ağlak ağlak bakarken, volkmenimde hep Kitaro çalardı. Sevgili mektup dostum (ne yazık ki izini kaybettim) Tolga Akgün, Singapur malı bir toplama kasetle Millennia, Tenjiku gibi albümlerini de tanımamı sağlamıştı o dönemde. Bundan sonrası benim için daha da zorlu bir çaba olmuştu. O albümleri bulana kadar uğraşmıştım!.. Yeni çalışmalarını aldıkça, Kitaro’nunkinin yalnızca dinlendirici bir müzik olmadığını, neredeyse yaşamın olumlu yanı olduğunu da anladım. Benim gibi beton yığınları arasında doğup büyümemiş biri için bu müzik çok daha fazla anlam ifade ediyor. Göz alabildiğine denizi, dağları, ovaları görebildiğim her yerde Kitaro’nun müziği gelir aklıma. Önerimdir, Silver Cloud albümünü karlarla kaplı bir manzara karşısında dinleyin, ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Ya da bir akşam ışıkları karartıp, daha da iyisi 5-6 mum yakıp, bir şişe güzel şarap eşliğinde Ten Years toplamasını ya da Dream albümünü dinleyin, Takla Makan Çölü’nü, Never Let You Go’yu, The Pharaoh’u, Dholavira’yı, Moondance’i, God Rest Ye Merry Gentleman’ı çalın. Beton yığınları sizin de üzerinize üzerinize geliyorsa, siz de koyun Tenjiku albümünü setinize.

Zaman zaman Kitaro’dan gene sözetmeye devam edeceğim. Ama şimdilik diskografisini verip susma zamanı. Bir iş yaparken değil de, özellikle dinlemek için dinleyin Kitaro’yu. Yalnızca Kitaro’yu da değil, sevdiğiniz her müziği dinleyin mutlaka. Yaşama olumlu bakmamız, bu sayede kolaylaşacak. Müziksiz kalmamanız dileğimle!..

Kitaro; albüm ve özel çalışmalar:

TenKai (1977)
From The Full-Moon Story (1978)
Oasis (1979)
Silk Road 1 (1980)
Silk Road 2 (1980)
In Person Digital (Konser – 1980)
Silk Road Suite – Londra Senfoni Orkestrası’yla (1980)
Tun Huang (Silk Road 3) (1981)
Ki (1981)
World Of Kitaro – Ulusal Filarmoni Orkestrası’yla (1981)
Millennia (1982) (F.M)
Tenjiku (1983)
Silver Cloud (1984)
Live In Asia (Konser – 1984)
Toward The West (1985)
Tenku (1986)
The Light Of The Spirit (1987)
Ten Years (Yeniden Yorumlanan Parçalar) (1988)
Kojiki (1990)
Live In America (Konser – 1991)
Shangai 1920 (1991) (F.M)
Dream (1992)
Heaven & Earth (1993) (F.M)
Mandala (1994)
An Enchanted Evening (Konser – 1995)
Peace On Earth (1996)
Tokusen II (Konser / Toplama – 1996)
Cirque Ingeniaux (1997)
Gaia Onbashira (1998)
Noah’s Ark (1999) (Toplama)
Thinking Of You (2000)
Ancient (2001)
An Ancient Journey (2002)
Ninja Scroll (Ortak çalışma) (2002) (F.M)
Soong Sisters (2003) (F.M)
Daylight & Moonlight (Konser – 2003)
Sacred Journey of Kuk-Kai 1 (2004)
Sacred Journey of Kuk-Kai 2 (2005)
Spiriual Garden (2006)
The Essential (DVD’li Toplama) (2007)

Ayrıca Healing Forest, Asian Cafe, Shikoku 88, Mizuni İnori Te gibi başka toplamalar da var ancak Mizuni İnori Te ‘de yer alan 3 parça dışında yeni bir çalışması bulunmuyor. Budokan Konseri, Tenzan gibi bazı eski konser kayıtları da var ama ne yazık ki yeni baskıları yapılmadığı için bunları bulmak çok güç.

 
Toplam blog
: 39
: 2139
Kayıt tarihi
: 05.03.07
 
 

Bankacılığı bırakıp kendini reel sektörün kollarına atmış bir adamım... Kitaro başta olmak üzere ..