Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Haziran '12

 
Kategori
Felsefe
 

Akla uydurmak

Akla uydurmak
 

En değerli varlığımız.


Akılcılık veya rasyonalizm, bilginin doğruluğunun duyum ve deneyimde değil düşüncede ve zihinde temellendirilebileceğini öne süren, bilginin kaynağının akıl olduğunu; doğru bilginin ancak akıl ve düşünce ile elde edilebileceği tezini savunan felsefi yaklaşıma verilen isimdir. Dünya hakkındaki önemli olan bilginin sadece deney ötesi yöntemlerle elde edilebileceğini savunur.

Akılcılığın kelime anlamı, aklın benimseyebileceği, aklın kabul edebileceği nitelikte olan. yakışır, yaraşır, uz, mutabık, mütenasip, elverişli, yarar, müsait, muvafık, orantılı, oranlıdır.

İlkçağda Sokrates, Platon, Aristo, ortaçağda Farabi, yeniçağda ise Descartes, Spinoza, Leibniz ve Hegel bu akımın en büyük temsilcileridir. Kant;  bir akılcılık savunucusu olduğu halde “Saf Aklın Eleştirisi” eserinde, akılcılığı eleştirmiştir. Bu akıma en büyük eleştiriyi ise 18. Yüyılda deneyci çevreler yapmıştır.

Atatürk ilkelerinin tümü, kavram ve uygulama olarak, akılcılığa dayanır. Atatürk'ün eserinin büyüklüğü, ulusu ve ülkesi için giriştiği tüm eylemlerinin başarıya ulaşmasında akılcılığın nasıl şaşmaz ölçek olduğunu kanıtlar.

Yüce Atatürk, Türk toplumunun yüzyıllık çağdaşlaşma atılımlarının ortaçağın karanlık ve bağnaz düşüncelerinden ötürü, başarısız kaldığını en iyi anlayanlardan biriydi. Doğru yolu bulmak için, şimdiye dek inandırılmış olduğumuz neler varsa hepsini aklın şüpheci süzgecinden geçirip inançlarımızı olumlu bilimlerin aydınlığında yeni bastan kurarak, akılcılık ilkesinin özünü hayata geçirmiştir.

Cumhurbaşkanı tarafından sürpriz bir şekilde Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurulu Yönetim Kurulu üyeliğine getirilen Zaman gazetesi yazarı Prof. Dr. Mümtazer Türköne bir televizyon programında “Kendisine, Atatürkçü tanımlamasının yapılmasını hakaret olarak algılayacağını” söylemesi, size neler düşündürüp, neler hissettiriyor, bu durumu aklınıza uydurabiliyormusunuz.?

"Bizim akıl, mantık ve zeka ile davranmamız, yönetimimizdir. Bütün yaşantımızı dolduran olaylar bu gerçeğin kanıtıdır." diyen Atatürk, sağlam bir düşünce düzenine ve kafa yapısı ile girişim ve eylemlerine engel olacak tüm gerici, tutucu ve her çeşit özgürlük düşmanı davranışları yok ederek, devrimciliğini akılcılık temeline oturtmuştur. Bilimin yol göstericiliğini tüm girişimlerinde bir meşale gibi çizdiği ve açtığı yolu aydınlatan "aklın" tek ve yanılmaz denek taşı" olduğunu göstermiştir.

Atatürk ilkeleri arasında ön sıraya aldığımız "akılcılık" ilkesinin pek önemli bir yanı da Türk toplumuna açılan gerçekçi yolun, bir dogma ve öğreti kalıbına sokulmaması, katı ve bağnaz bir kalıba sokulmayarak akılcılık ölçüleri içinde bütünleşmesi, onun özgürlükçülük ve devrimcilik ilkelerine hız veren bir güç kaynağı olmasıdır.

İnsanın hiç düşünmediği, hiç ummadığı, hiç beklemediği bir çok şey başına gelebilir. İnsan her şeyi eksiksiz düşünüp, başına gelebilecekleri önceden kestirip tedbir alacak güçte değildir. Bu durumda yapılacak şey endişe ve korkuya kapılmamak, sakin olmak, akılcı davranmaktır.

Akılcılık, deneyciliğin karşıtıdır, tümden gelim bir yaklaşımla gerçeğe ancak ve ancak akıl ile ulaşılabileceğini savunur. Deneycilik, ampirizm bilginin deneyimle kazanılabileceğini öne süren görüştür. Deneyci görüşe göre insan zihninde doğuştan bir bilgi yoktur. İnsan zihni, bu nedenle boş bir levha (tabula rasa) gibidir.

Aklın nazar almadığı herkesin kendi aklını sevdiği, ifadesi Ülkemizde çok yerleşiktir. Saygın insan çok değerli büyüğüm Ethem Çalışkanın söylediği gibi “Her insan yaşadığı gördüğü her şeyi kendi aklına uydurarak kendini rahatlatmaktadır.” sözü; Hegelin ifade ettiği  “akla uygun olan gerçek, gerçek olan akla uygundur.” Sözü ile ne kadar örtüşmektedir.

Sibernatik çağı yaşadığımız günümüzde, akılcılığın red edildiği, bilgiye deney yolu, ampirizmle ulaşılabileceği tezi daha etkin iken, skolastik (sınırlandırılmış, dar, bilinenin dışında, başka bir düşünceye hayat hakkı tanımayan) düşüncenin yerleşik ve hakim olması ne acı bir gözlemdir değil mi?

Hoşçakalın.

Nizamettin BİBER
Uzman İnşaat Mühendisi  

 
Toplam blog
: 887
: 2743
Kayıt tarihi
: 06.06.12
 
 

Yeni dünya düzensizliğinde insan olmaya çalışan ve okuyarak ne kadar cahil olduğunu gören, olayla..