Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ekim '15

 
Kategori
Güncel
 

Amerika ve Rusya, Suriye krizini Türkiye'nin "olurunu" almadan çözemezler...

Amerika ve Rusya, Suriye krizini Türkiye'nin "olurunu" almadan çözemezler...
 

Tamam da...Ama bu çözüm Türkiye'siz olmaz...Türkiye'nin onayını almanız gerekir...


BM GENEL KURULU'NDAKİ "OBAMA VE PUTİN KARŞITLIĞI", GENEL KURUL SONRASINDA İKİ LİDERİN  YAPTIĞI ÖZEL GÖRÜŞMEDE "TOKALAŞMA(!?)" İLE TATLIYA BAĞLANDI...

Elbette ben yanlarında değildim... Ama Genel Kurul sonrasında, Obama ve Putin arasındaki 1 saat 30 dakika süren ikili  görümeden sonra, Rusya'nın hiç vakit geçirmeden IŞİD hedeflerini bombalamaya başlaması, bunun göstergesiydi sanki...

Ama, bu demek değildir ki, "iş tamam"... O tokalaşan eller, Türkiyesiz havada kalır...

RUSYANIN ESAD'A DESTEK VEREREK IŞİD'A MÜDAHALESİ NE ANALAM GELİYOR?

Rusya'nın Esad'a destek vermek amacıyla IŞİD'e müdahalesi, önce, Suriye krizinin bir süre daha devam edeceğini göstermektedir. 

İkincisi, burada önemli olan, Suriye krizinin çözümünden çok, krizin çözümünden sonra; bu çözüm ister Esad'lı olsun, ister Esad'sız olsun--ki, Rusya Esad'lı, ABD ise Esad'sız istemektedir--bölgede oluşacak siyasi oluşumların(devletin ya da devletlerin) ve belki de "yeni Suriye'nin" kime bağlı olacağıdır. Amerika' ya mı, Rusya'ya mı?

Bence, Obama ve Putin arasındaki 1 saat 30 dakikalık ikili özel konuşmada bu konu halledilmiştir. Rusya, ABD'nin, terör örgütü saymadığı PYD'nın, Kuzey Suriye'de --Kuzey Irka'taki gibi, bölgesel bir Kürt yönetimi gibi-- bir Kürt bölgesi yönetimi kurmasına ses çıkarmayacak; ABD de, Rusya'nın eskiden olduğu gibi belki Suriye'de--kim bilir, belki başka adlı bir devlette-- askeri üsler tesis ederek, bölgede ve sıcak denizlerde(Akdeniz'de) varlığını devam ettirmesine sıcak bakacak.

ABD ve Rusya arasındaki, bana göre bu tokalaşmanın bir pürüzü var...Bu da, ABD'nin Kuzey Suriye'de kurmak istediği "Bölgesel Kürt Yönetimi'nin" sınırlarıdır...

OBAMA VE PUTİN TOKALAŞMASI, TÜRKİYE'NİN OLURU OLMAZSA HAVADA KALIR...

ABD ve PYD, Cerablus'un da, Kürt bölgesi sınırlarına dahil edilmesi ve Rojava'nın bütünlüğünün sağlanmasını istemektedirler...Ancak Türkiye, PYD'nin, Fırat'ın batısına geçmesini ve  Cerablus kentinin Kürt bölgesine dahil edilmesini istememektedir. 

Cerablus bölgesi, Türkiye'nin "kırmızı çizgisidir"...Bana göre, Türkiye, bu kırmızı çizgisini, aynen Kuzey Irak'ta olduğu gibi bir şartla sarartır...O da, Suriye'nin Kuzeyi'nde oluşturulacak Kürt Bölgesi halkının yalnızca Kürtlerden değil; PYD tarafından göçe zorlanan Türkmenlerden, Araplardan, etnik yapısı, dinsel ve mezhepsel tercihleri farklı diğer haklardan oluşmasıdır...

ÇÖZÜM İÇİN TÜRKİYE, AMERİKA ve  RUSYA arasında "ÜÇLÜ MEKANİZMA TOPLANTISI" YAPILMALIDIR...

Suriye krizinin çözümü , TÜRKİYE, AMERİKA ve RUSYA'NIN, özellikle Suriye'nin başkenti Şam'da, bir araya gelerek, 2010 yılında Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi'nin oluşumunu sağlayan ve AMERİKA, TÜRKİYE ve IRAK'IN bir araya gelerek Bağdat'ta yaptıkları "Üçlü Mekanizma Toplantısı" gibi bir toplantı yapmalarındadır...

SONUÇ :

1. Jeopolitik açıdan Suriye ve de Irak, Türkiye'nin "etki" alanına girer. Bu nedenle, sınırdaş olduğumuz bu iki ülkede olup biten her türlü siyasi ve askeri hareketlilikler  Türkiye'yi yakından ilgilendirir...

Ayrıca, Suriye sınırımız ötesindeki bu hareketlilik, Türkiye'nin "sınır güvenliği"  açısından da hayati önemdedir...

Şu andaki, Kuzey Irak Kürt Yönetimi bölgesi ile Suriye'nin kuzeyinde ABD'nin desteği ile oluşturulmaya çalışılan "Kürt koridoru" ve bu iki bölge içindeki halkın durumu, 28 Ocak 1920'de toplanan son Osmanlı Meclisi'nde alınan bir kararla "Misak-ı Milli" olarak belirlenmiş ve tüm dünyaya duyurulmuştur.

Daha sonra da, Büyük Millet Meclisi'nin açılışının hemen  ertesi günü(24 Nisan 1920)  M. Kemal  Meclis'te yaptığı konuşmada, Misak-ı Milli sınırlarını ayrıntılı bir şekilde bizzat çizerek, Yeni Cumhuriyet Devleti'nin "Ulusal yemin" ya da "Ulusal ant" olarak devam ettirmiş ve Lozan'da buraların alınamaması içinde bir "ukde" olarak kalmıştır...

Çünkü, "Misak-ı Milli" olarak adlandırılan bu topraklar, 1918 Mondros Mütarekesi şartlarına aykırı olarak, haksız ve hukuksuz olarak, bir oldu biti ile bizden koparılan topraklardır.

Bu nedenle, bu bölgelerde, Türkiye'nin bu "Milli hedefi" olarak sayılan "Misak-ı Milli" hudutlarını zora sokacak ya da zedeleyecek hiçbir "plan ve girişimin", Türkiye'nin "oluru" alınmadan gerçekleşme şansı yoktur...

SAVAŞ PAHASINA OLSA BİLE...

2. ABD ve Rusya'ya gelince; biri Okyanus ötesinde; diğer Kuzey Buz Denizi'ne komşu bu iki ülkenin, jeopolitik terimlerden ne "etki sahası"  ne de "ilgi sahası" ile yakından uzaktan ilgisi vardır...Bunların amacı, yalnızca, "bölgedeki çıkarlarını korumak" ya da "yeni çıkarlar elde etmektir"...

Her iki ülkenin ortak çıkarları, siyasi ve asker hareketlilik bittikten sonra, bölgede oluşacak yeni "devlet ya da devletçiklerin" kime bağlanacağı konusunda gizlidir.,.

ABD'nin birinci önceliği, Suriye'nin kuzeyinde oluşturulacak "Kürt koridoru" ile bölge petrolünün kıssa yoldan Akdeniz'e ulaştırmak;

Rusya'nın önceliği ise, bugünkü Suriye ya da sonraki Suriye'de, eskiden olduğu gibi varlığını devam ettirmek, sıcak denizlerde dolaşan donanmasına güvenli limanlar  sağlamaktır.

Bunların hepsi olur...Ancak, Türkiye'nin olurunu almak şartı ile...

cdenizkent

 
Toplam blog
: 979
: 1425
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi İstanbul'da tamamladım. İstanbul Üniversitesi'nde..