Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Mart '07

 
Kategori
Müzik
 

Aşk: sonsuzluğun dansı

Aşk: sonsuzluğun dansı
 

Son yıllarda beni derinden etkileyen şarkılar, romanlar ve şiirler, düşüncelerime daha da fazla yön vermeye başladı.

Ruhumda hissettiğim her sanat eserinde, bilhassa şarkılarda, biraz daha kendimi tanımaya, hayatı kavramaya yaklaştım.

Sanırım hepimiz, ilişkilere, aşka dair şarkıları daha bir seviyoruz.

Sanırım hepimiz, âşık olmanın ve ayrılmanın, sevmenin ve acı çekmenin, yaşamın ve ölümün, anın ve sonsuzluğun yürek çarpıntılarını, bu tür şarkılarda duyuyoruz.

O yankı genişleyerek, bizim de yankımıza dönüşmeye başlıyor. O yankı içinde kendimizi sonsuzluğa bırakıveriyoruz...

Vardır böyle şarkılar... Sözleriyle, melodileriyle insanı baştan çıkarırlar.

Beni en çok baştan çıkartan biri, Kanada’lı progressive metal grubu Dream Theater’ın Metropolis Part 1 (The Miracle And The Sleeper) adını şarkısıdır.

...Ve her dinleyişte, sözleri içimde yankılanır:

Tanın gülümsemesi,

mayısın başlarında geldi.

Kız evinden bir hediye taşıdı.

Gece bir damla yaş döktü,

ona korkusunu,

kederini ve acısını anlatmak için.

O kız asla büyümeyecek.

Ölüm ilk danstır, ebedi...

Artık daha fazla özgürlük yok.

İkiniz de bu düşünceyle kuşatılmış olacaksınız.

Denediğim her gün için

bir mucize olduğu anlatılmıştı bana.

Yeni bir aşk doğar,

her ölen aşk için demişlerdi bana.

Bana anlatmışlardı:

kendimi yalnız ve korkak hissedersem,

arayacak kimsem kalmaz.

Bana demişlerdi ki,

eğer öteki dünyayı düşünürsem

kendimi ateşten bir gölde yüzerken bulurum.

Çocukken, acı ve üzüntü olmadan

yaşayabileceğimi düşünürdüm.

Bir yetişkinken, hepsinin

beni yakaladığını görüyorum.

Henüz uyanık olabilirim ama çok korkuyorum...

Bir hatıranın sahnesinden bir yer gibi burası.

Binlerce kelimeye değer bir resim var.

Ardımdaki yüzlerde gözden kaçırdığım

yakalayamadığım bakışlar var.

Saklanıyorlar ve hiçbir zaman duyulmayacaklar.

İhanet ikinci danstır, sonu olmayan...

Şehrin soğuk kanı hayatta kalmayı öğretiyor bize.

Sadece kalbimi gözlerinde sakla

ve böylece ikimiz de hayatta kalacağız.

Üçüncü yaklaşıyor...

Yapraklar dökülmeden,

kapılarımızı kilitlemeden önce,

üçüncü ve sonuncu bir dans olmalı.

Bu sefer sonsuza dek sürmeli.

Metropolis izliyor ve

düşünceli düşünceli gülümsüyor.

O kız seni evine (özüne) götürüyor.

Sadece bir yerde gerçekleşebilir,

çocuklarımızın kavgası sona erdiğinde.

Şimdi Mucize ve Uykucu biliyor ki

üçüncüsü aşk’tır.

Aşk, sonsuzluğun dansıdır.

Dream Theater’ın karmaşık, sürrealist ve sembolik şarkı sözlerinden biri olan bu dokuz buçuk dakikalık muhteşem şarkı; aksak ritimleri, klavye-gitarın birbiriyle bütünleştiği riffleri, ulaşılmaz bir ses-rengine sahip vokali, yüksek ritmik yetenek ve teknik kabiliyet isteyen gitar sıçrayışlarıyla rock tarihinin çalınması en zor, dinlemesiyse en hoş parçalarından biridir kanımca.

O dokuz buçuk dakikayı bir ömre yayar, yudumlarım ağır ağır...

Sizin de ruhunuza dokunan şarkılar vardır... Sözleriyle, melodileriyle sizi baştan çıkartan, sizi değiştiren, sizi yenileyen şarkılar.

Bir an için bile olsa, sonsuzluğu ve sınırsız sevgiyi hissetmenizi sağlayan, "aşk sonsuzluğun dansıdır" dedirten şarkılar.

 
Toplam blog
: 353
: 3712
Kayıt tarihi
: 28.02.07
 
 

"29 Temmuz 1980’de İstanbul’da doğdu. Celal Bayar Üniversitesi, İşletme mezunu. Şiir, deneme, öykü, ..