Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Eylül '18

 
Kategori
Hukuk
 

Bağış

Bağış
 

Çocuğu okula kaydettirmeye gitmiştim. Müdür, “okul aile birliği hesabına şu kadar bağış yapın, çocuğun kaydını alalım” dediydi.

Memurdum o zamanlar… Memur memurun halinden anlar. Ödenek sıkıntısını, buna mukabil okulların temizlik, bakım, malzeme ihtiyaçlarını biliyordum. İkiletmedim, söylemesi ayıp, ifade edilen rakamın da üstünde bir miktarı yatırdım, dekontu ibraz ettim, çocuğu okula kaydettik.

Bağış konusu okul müdürlerinin başına belaydı. Siyasetçiler bir yandan “zorla bağış isteyen okul idarecilerini bize bildirin, defterlerini dürelim” diyorlar, diğer yandan okulların hiçbir ihtiyaçlarına el atmayarak okul idarecilerini iki arada bir derede bırakıyorlardı.

Halen böyle mi, bilmiyorum.

Bağış, ya da diğer adıyla “hibe” “bir kimsenin bir başka kimseye bir parayı, malı… işte artık her ne olursa, hiçbir karşılık gözetmeksizin vermesidir” zannedilir ama yanılınır.

Bu kadar kolay değildir.

Hiç kimse her önüne gelene para veya parasal kıymeti olan bir şeyi hibe edemez.

Bağış yapmanın veya hibe etmenin de bir kaidesi kuralı vardır.

Sözgelimi konu Borçlar Kanununda ayrıntılı olarak düzenlenmiş. Bir kere ortada bir sözleşme olması lazım. Bu sözleşmenin yazılı olması da şart… Bazı özel durumlarda, söz gelimi gayrimentul bağışında sözleşme yetmez, bunun tapu müdürlüğünde resmi olarak yapılması gerekir. Mesela ölüme bağlı bağışta medeni kanunun “vasiyet hükümleri” uygulanır.

Bağışlama sözleşmesi hibe edene ve edilene yükümlülükler getiriyor olabilir. Bu durumda sözleşmenin geçerlilik kazanması bu yükümlülüklerin yerine getirilmesine bağlı oluyor.

Bağışlayan hibe edilenin kamu yararına kullanılması koşulunu getirmişse, koşula uyulmaması halinde bağışlananın iadesini talep etme hakkı doğar.

Hüküm çok.

Borçlar Kanunu haricinde başka yasalarda da bağışa dair hükümler vardır.

Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu kamuya yapılan bağışları “gelir” adetmiş.

Vergi kanunlarında da konu detaylı şekilde yer almış.

Örneğin belli limitler dahilinde kamu kurumlarına yapılan bağışlar kurumlar vergisi matrahından düşülebiliniyor.

Bu tür bağışlar kdv istisnasına tabi…

Yardım toplamanın yani bağış almanın ya da kabul edebilmenin de kanunu ve yönetmeliği var. Öyle her önüne gelen dernek, kişi… yardım toplayamaz, bağış kabul edemez.

Yetkili merciden izin almak şart. Aksi halde müeyyideleri var.

Dilenciye sadaka vermek bile öyle zannedildiği kadar kolay değildir. Belediye zabıtalarının dilenciliğe mani olmak için dilencileri belediyenin araçlarına atıp götürdüklerine şahit olmuşluğumuz çoktur.

Bağış diyip geçmeyin.

Öyle nereden nasıl sahip olduğunuz belli olmayan bir varlığı, “…efendim, filan bana hibe etti…  fişmekan bağış yaptı, öbürü hediye etti…” diye izah edemezsiniz.

Her şeyin kanuna, nizama uygun olması gerekir.

Hepsinin bir kuralı var.

İyiki de var.

Kenan IŞIK

 

 
Toplam blog
: 432
: 2964
Kayıt tarihi
: 16.05.07
 
 

Mülkiye mezunuyum. Emekli müfettişim. Ankara'da yaşıyorum. S'oligarşi isimli kitabı yazdım. Kitap..