Başbakanın iftar sofrası

Sn. Başbakan çat kapı iftar sofralarına katılıyor.

Ne güzel işte.

Hem de yoksul evlerine.

Bu bir devrimdir.

Hemen söyleyeyim.

Benim bildiğim şair ve yazarın siyasi partisi olmaz.

Ancak herkes gibi dünya görüşü olur.

Neyse bunu geçelim.

Bu davranışı takdirle karşıladım

Her kim eleştiriyorsa kolayı var.

Gidilmedik ev çok.

Varın siz de gidin.

Amaç ne olursa olsun kabulümüzdür.

Ben de herkes gibi televizyonlarda izliyorum.

Başbakan orda bir mesaj veriyor.

Siz de gidin.

Önemli bir durum daha.

Önceden habersiz gidiyor.

Vatandaşın haberi olsaydı ceplerinde sigara paketi! taşımazlardı.

Hazırlık yaparlardı en azından.

Mahalle ayağa kalkardı.

Burayı da geçtik.

Orada öyle.

Ya taşrada.

Sn. Başbakanın verdiği mesajı uygulama oranı kaçta kaç.

Kocaman bir hiç.

Peki ben şimdi bir soru sorsam.

Başbakan bir dağ.

Tamam da ya o dağ bir çekiliverirse!?

Bu sözümün altından ne çıktığını muhatapları iyi anlar.

Siz de kendi dağınızı oluşturun bakalım.

Eğlence çadırlarına çevirdiğiniz iftar çadırı kolaycılığından çıkıp iftar sofrası gerçeğine yönelin.

Ki bu yıl böyle olması iyi oldu.

Bu sorum herkese…

Genel bir soru bu mübarek Ramazan ayında şimdiye kadar kaç yoksulun evine gidebildiniz?

Ben televizyondan izlerken duygulandım.

Bazıları gibi öküzün altında buzağı aramadım.

Benim aklım öyle herşeye ermiyor!

Bir bağlantı kuramadım.

Fakat oldukça memnun kaldım ve de duygulandım.

O an hani dedim taşradakiler neredeler?

Benim tarifim her akla yetmez, ancak arif olan anlar…

Anlarsa arif olanlar anlar…