Bir muallimin hatıra defteri . 19 : Askeri kamp başarıyla bitti...

10.Temmuz.1940
Sabahleyin Bölük, Takım, Manga halinde yürüyüş marşlarımızı söyleyerek Nakliye Taburunun bulunduğu sahaya gittik.

Biz sahaya vardıktan sonra Kolordu Bandosu geldi. Bu gün de Kolordu Komutanına teftiş verecektik. Beş dakikadan sonra Kolordu Komutanı General Nuri Yamut yanında Kurmay albay ve Binbaşı olduğu halde otomobili ile yanımıza geldiler. Bölük Bölük bizi teftiş ederek selamladı.

Teftişten sonra bize büyük bir hitabede bulundu. Hitabesinde ezcümle şunları söyledi:
“Gençler ,yarın siz bizim yardımcımız olacaksınız. Her birinize birer Takım verilecek. Bunun için kendinizi bir er gibi değil, bir Kıta Komutanı olabilecek tarzda hazırlayınız. Biz yarın için size güveniyoruz. Millet ve devlet sizden bunu bekliyor.

Sizden pek memnun kaldım. Zaten her zaman talime gidip gelirken sizin azimli yürüyüşünüzü ve gösterdiğiniz ciddiyeti biliyorum. Bu günde tam bir vazife aşkı çalıştığınızı bana ispat etmiş oldunuz.

Bu yurdun, Türk milletinin evlatları; Askerliğin temeli itaat ve zaptı rapttır. Bunun üzerinde tekrar duruyorum.. Askerlik itaat ve disiplin ister.

İtaat ve disiplini kuvvetli orduların Muaffak olamaması gayri kabildir. Bunun için ayni gayret ve irade ile çalışınız. Biz komutanlar başta oldukça her zaman böyle çalışacaksınız.” Sözleri ile hitabesine nihayet verdi. Biz de hep bir ağızdan “Sağol” mukabelesinde bulunduk.

Akşamüzeri kampın nihayet bulması münasebetiyle Atatürk anıtına çelenk koyduk.

11.Temmuz.1940
Bu gün sabahleyin kamp için aldığımız elbiseleri ve teçhizatları teslim ettik. Böylece bu seneki ders yılımız bitti; tatil başladı. Sabah treni ile İzmirli arkadaşlarımızın bir kısmı, akşam treni ile de Bandırmalı ve İstanbullu arkadaşlar memleketlerine gittiler. Yarın da Kütahya treniyle orta ve şarki Anadolu’lu arkadaşlar memleketlerine gidecekler. Ben de Allah nasip ederse birkaç güne kadar gideceğim. Çünkü İzmir’den Ağabeyimden mektup bekliyorum. İzmire mi; Bandırmaya mı?

12.Temmuz.1940
Bu gün Kütahya treniyle samimi arkadaşım Galip Ünal ve Recep Sağdıç memleketlerine gittiler. Hüseyin Yıldırım ile ben şimdilik buradayız.

Bu gün yemekler iki tabağa ve ekmekler de iki dilime indirildi. Öğleden sonra Bandırma’dan İzmir’e geçen trene çıktığımızda köyden Ali ağabeyimle görüştüm. Ali Ağabeyim Soma Kömür Madeni’nde amelelik işi bulmuşlar; yanında köyden birkaç kişi daha vardı. Akşam üzeri Mektepte Efendi Ağabeyimden mektup aldım. Bana Bir Lira göndermiş. Allah nasip ederse Pazar günü İzmir’e gideceğim.

15.Temmuz.1940
Üç gündür mektebimiz tatil. İzmir’den Efendi Ağabeyimlerin gönderdiği parayı ancak bu gün alabildim. Öğleden sonra Bandırma’dan İzmir’e geçen trenle hareket etmeğe karar verdim. Kırşehirli arkadaşım Hüseyin Yıldırım da para bekliyor…

İzmir yoluyla memleketlerine gidecek arkadaşlarla dört kişi Balıkesir’den ayrıldık. Tren pek kalabalıktı. Trende ben İhsan Tuğrul, Kerim, Sahir , Abdullah bulunuyorduk. Akşam saat 10’da salimen İzmir’e vasıl olduk. İstasyondan evimize geldim. Tabiatiyle evde boyuna anlattık.

16.Temmuz.1940
Bu gün öğleden evvel arkadaşım Hayrullah ile İzmir’in muhtelif yerlerinde gezinti yaptık. Öğleden sonra da ilk defa İzmir’de deniz banyosu yaptık…

Bu gün İzmir’de hayatımda ilk defa olarak ortaokul arkadaşlarımdan (200) İsmet ile görüştüm. Çoktan beri görüşmediğimiz için her ikimiz de pek memnun olduk.

(Gençlerimiz Balıkesir’de Temmuz 1940’da “askeri kamp”yaparken, dışarıda işgal edilmiş Fransa’da Vichy kenti çevresinde kurulan Almanya'nın kuklası devlet (Temmuz 1940 - Eylül 1944). Devlet başkanlığına I. Dünya Savaşı'nın Fransız kahramanlarından Mareşal Philippe Pétain getirilmişti. Bu arada Direnişçiler, özellikle şehir dışında Alman birliklerine karşı duruyorlardı. Bu arada, Türkiye ile Almanya arasında 25 temmuz 1940 tarihli Ticari mübadeleye ilişkin bir anlaşma imzalandığın görüyoruz.)