Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ekim '12

 
Kategori
Bayramlar
 

Bir müthiş gün, bir müthiş tarih ve bir müthiş şehir!..

Bir müthiş gün,  bir müthiş tarih  ve bir müthiş şehir!..
 

Şehirlerden bir aydınlık şehir: İzmir’di!..


Bir müthiş gün,

Bir müthiş tarih,

Ve bir müthiş şehir!..

                                                                   ***

Bu sabah, yıllardan beri ilk kez, bu toprakları kendine vatan  belleyenlerin, analarının  sütü gibi helal olan bir  kutlama gününün nasıl olacağının derdindeydik.

Bu sabah ilk kez, suladıkları kanlarıyla vatan yaptıkları toprakları,  özgürce yaşayalım diye bize bırakanların emanetine sahip çıkmanın derdindeydik.

Bu sabah ilk kez kul olmaktan kurtulduğumuz topraklarımızda; birey olarak cumhuriyetimizin derdindeydik.

Uyandık sabaha, aklımız başkentimizde. İnanmaz inanmaz baktık olanlara; Cumhuriyet’i kutlamak isteyen cumhura karşı duran,  cumhur için var olan“devlet” e.

Karaşehirdeki cumhurun direnişi aydınlattı memleketi,  aldık aydınlığımıza  kattık biz de ve onlarla yürüdük Anıtkabir’e. Sonra onları orda bırakıp, “haydi” deyip Karşıyaka’dan düştük yollara, “Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen  alsancak”  diyerek  Alsancak’ta buluşmaya.

Ön camında,  “CUMHURİYET BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN”  diyen kalpaklı Atatürk resimleriyle  geçip gitti otobüsler ki tıklım tıklım doluydular. Yooo, özel tutulmuş otobüsler değil, belediye otobüslerimizdi. Geç kalıyorduk, biri durdu  durağı geçip, koştuk hemen, inenlerin ardından orta kapıdan daldık da kentkartlarımız basılsın diye öne doğru yolladık. Ve ellerinde bayrakları, Atatürklü tişörtleriyle Alsancak yolundaki İzmirlilere karıştık.  Karıştık karışmasına ya bu kadar değildik elbet; ardımızda, sağımızda solumuzda; motorlarıyla, bisikletleriyle, taksileriyle, arabalarıyla ille de vosvoslarıyla… bayrağını kapıp yollara düşenlerle birlikte yola koyulduk.

Tam varmıştık ki bir kalabalık, yol almak ne mümkün, bir kadın “Kapıyı açar mısınız, Cumhuriyete gidiyoruz” dedi, şoför ikiletmedi, açıldı kapılar ve üç beş kişi kaldı geride; yani otobüs boşaldı. Karışamadık kalabalığa, o kadar kalabalıktı Kıbrıs Şehitleri caddesi; bir ucundan katılıp çoğalttık biz de üstelik  bizden sonra gelenlerle de kalabalıklaştık.

Ve yürümeye başladık;  Gündoğdu meydanından sola dönüp, Cumhuriyet meydanına doğru ama ne yürüyüş!..

Ellerinden tutulan ya da omuzlarda taşınan; çoluk çocuk,

evlat torun,

bebek, anne,

nine, dede,

yürüyen, yürüyemeyen…

Bütün İzmirlilerle doluyduk!..

Sadece yollar, meydanlar mı ya evler? Balkonlardan, pencerelerden sallanan bayraklarıyla yetinmeyip,  el sallayarak, bayrak sallayarak bize katılan, yine de yetmez dercesine bebeğini bayrağa sarıp balkona çıkan İzmirlilerle doluyduk.

Marşlarla ille de İzmir marşıyla  yürüdük, çiçekler açtırdık; gelincik tarlasına döndü sokaklar, meydanlar; alsancaktık!..

Cumhuriyet meydanına sığmadık da, geçtik yan sokakları doldurduk. Yettiğimiz, yetiştiğimizce katıldık saygı duruşuna, İstiklal marşımıza ve ardından dalga dalga bir daha bir daha kutladık.

                              ***

Günlerden Ekim’in 29’uydu,

Tarihlerden  “Türkiye Cumhuriyeti” ve

Şehirlerden bir aydınlık şehir:

İzmir’di!..

CUMHURİYET BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN!..

 

 

 
Toplam blog
: 210
: 3227
Kayıt tarihi
: 29.03.07
 
 

Yazmak... Öyle güzel, öyle hoş ve öyle derin bir eylem ki!.. Olmazları bile oldurabiliyorsun. "Ke..