Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Temmuz '11

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Biricik Hayalim "Bahçeli, Müstakil Bir Konut"

Biricik Hayalim "Bahçeli, Müstakil Bir Konut"
 

Hayal kurmanın ne denli keyifli bir aktivite olduğunu daha küçücük bir çocukken anlamıştım. Kendini dinlemenin, kendini anlamanın en iyi yolu hayal kurmak… Halen dahi elimde değil, sık sık hayal kurarım. Ve o kurmuş olduğum hayal dünyasının içerisinde kendimi tarifsiz bir güzelliğin içerisinde bulurum. O hayalim, zihnimin bütün kıvrımlarına egemen olur, her yanını etkisi altına alır. Ama ilginç olanı ise hep güzel hayaller kurmuş olmamdır. Bazen kendimde merak ederim, neden hep güzel hayaller kurduğumu. Sanırım bizim gibi ülkelerde insanların temel sorunu güzellikleri hayallerde yaşıyor olmaları.

“Bir bahçeli evim olsa” diye bir hayal kurmuştum dün gece… Aslında uzun zamandan beri hayalini kurduğumuz biricik talebimizde bu… Bir bahçeli eve sahip olmak… Bir köşede domateslerin, fasulyelerin, maydanozların, patlıcanların, hıyarların ekili olduğu, hemen girişinde üzüm asmasının bulunduğu, bir başka köşesinde yeşilliklerle etrafı ve üstü örtülmüş ahşap kamelyanın olduğu, evin her yanının rengârenk begonvillerle, hanımelilerle çevrelendiği, birkaç tane limon ve portakal ağacının olduğu, şirin bir müstakil, bahçeli konut… Bahçede tavukların, horozların dolaştığı, iki tane kedinin bir köşede keyiflerince uyduğu, birkaç tane kaplumbağanın etrafta dolaştığı, kızımın bahçe çimlerinin üzerinde köpeği Kuki ile yuvarlandığı bir müstakil bahçeli konut… Pazar günleri erkenden kalkıp, giymiş olacağım kot pantolonun paçalarını dize kadar sıvadıktan sonra, hortumla bahçeyi sularken, çamura bezenmek, ıslanmak ve elimi o domates yapraklarına sürerek, domatesin o büyüleyici kokusunu elime sindirerek koklamak… Bahçede toplanacak olan maydanoz, tere, roka, domates ve hıyardan oluşan, yanına bol beyaz peynir koyarak nefis kahvaltı yapmak ve saatlerce o masanın başında oturmak… Etrafa yayılacak olan hafif müziğin tınısının esiri olmak… Ve sonra bahçe içerisinde sağa sola yürümek… Çiçeklerin, sebzelerin büyümesini izleyip, hanımeli ve portakal çiçeğinin kokusunu ciğerlerine kadar çekmek… Arada çim biçme makinesiyle büyümüş çimleri kesip, tulumbanın altında Kuki’yi yıkamak… Hortumla eşimi ve kızımı ıslatmak… Delicesine gülüp, kahkahalar atmak… Aslında şımarmak… Belki de en fazla eksik kalan yönümüzde bu olsa gerek. “Şımarmak…” Doya doya şımarmak, çılgınlıklar yapmak ve hayattan dolu dolu keyif almak…

Dün gece kurduğum hayal sonrasında içimin ne kadar da geçmiş olduğunu fark ettim. Bitmesi gereken işler, yapılması gereken alış verişler, yarını yakalama çabası… Akşamları televizyon esaretine kucak açan hallerimiz… Bir günlük hafta sonu tatilini iple çeken halim… Ve sonrasında yeniden ve yeniden devam edegelen rutin bir hayat… Birkaç saatliğine girilen deniz, balkonda sabah kahvaltısı ve bir de bakmışsınız akşam olmuş. Sabah erkenden kalkılacak, işe gidilecek ve o bildik tuhaf hayat sürgit devam edecek.

Biricik talebimiz olan “Bir bahçeli evim olsa” hayalimi gerçekleştirmeye odaklanmış bir zihin dünyam var. Bundan sonrası için geleceğe dair beklentim, Antalya’nın kıyı kenar köylerinden birisinde, kendi halinde devam edecek olan mütevazi bir yaşam… Daha ötesi yok… Anlamsız… Gereksiz…

 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..