Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Temmuz '09

 
Kategori
Rüyalar
 

Çivi deliğindeki adam

Çivi deliğindeki adam
 

Bir rüya gördüm. Sabah uyandığımda nasıl yorumlayacağımı bilemedim. Bir tahta sandalyenin tahta kolçaklarından birine, yanlış hatırlamıyorsam sağdakine, bir çivi çakıyordum. Onsekizlik denilen büyük inşaat çivilerinden. Tak, tak, tak… Çiviyi önce iyice, sonuna kadar çaktım, sonra kerpeteni aldım, geri çıkarttım. Ama itiraf edeyim zor oldu çıkartması; gıcırdıyordu çıkarken, inler gibi. Çiviyi çıkarttım, yerine adamı çaktım. Evet evet, adamı çaktım. Aldım adamı, ayaklarını birleştirdim belenecek bebek gibi, sokuverdim çivi deliğinin içine. Sonra çekiçle kafasına kafasına vurdum. Tak, tak, tak… Adam tamamen girdi çivi deliğine. Kimdi bilmem. Uyandım ki kan ter içinde derler ya öyle bir durumdayım. Ama başım yok mu başım, öyle bir ağrıyordu ki öyle böyle bir ağrı değil. Zonkluyor. Özellikle sağ kaşımın üzeri. Hep ağrır zaten. Birazcık terledim mi bir de hafif bir serinlik varsa ve o ter alnımda kurursa, özellikle sağ kaşımın üzeri müthiş ağrır.

Sonra ne biçim bir rüyaydı bu diye düşündüm. İnanmam rüyaların gelecekten haber verdiğine. Bence hepsi uydurma tabirler. Ama inanırım ki, rüyalar bir şeyler anlatır yine de. Geçmişte yaşadığım olayların serbest sentezidir aslında rüyalar. O kadar serbesttir ki hiçbir kurala uyması gerekmez. Zaman, yer, kişi, olay, tabiat kanunları herşey uçuklaşır, gerçekten uzaklaşır. Önemli değildir kurallara uyması. Önemli olan içinden çıkartılacak sonuçtur. Çünkü gerçek içinde bir yerde saklıdır.

Rüyalar geçmişin izlerini taşır, bugünün, içinde bulunulan o anın özelliklerini taşır. Şifrelerini iyi okumak lazım. Bir adam çivi deliğine çakılabiliyorsa, bunun içindeki gerçek nedir? Freudsal bir olay mı yatıyor içinde, yoksa kriminal bir olay mı? Psikolojik öğeler mi taşıyor, ne ne? Ayaklarını deliğe sokmak, tatmin edilmemiş duygularımın bir sonucu mu? Başına vura vura deliğe sokmak içimdeki bir öç alma duygusunun uykuda dışa vurumu mu? Yoksa deliğe sokmak, saklamak istediğim bir şeyin olduğunu mu gösteriyor.

Netice itibariyle sadece sıradan, her akşam kimbilir kaç tane gördüğümüz, karmakarışık duygularımızın sonucu olan sıradan bir rüya mı? Ama her rüya bu kadar sıkıntı vermez, sırılsıklam ve başım ağrıyarak uyanmam. Düşündüm, ne olabilir? Saate baktım yediyi yirmi geçiyor. Ben yaklaşık bir saat önce altı civarında da uyanmış ve lavaboya gitmiştim. Daha erken, biraz daha uyuyayım diye düşündüğüm geldi aklıma. Evet altıdan sonra tekrar uyumuş ve yediyi yirmi geçe uyanmıştım. Ben ne zaman sabah erken saatte uyansam ve yeniden yatıp uyusam, gördüğüm rüyaları net olarak hatırlarım ve hepsi de bilirim ki biraz ürpertici, korkutucu rüyalardır. Sabah uykusunun bende böyle bir etkisi olduğunu bilirim. Terlemem ondandır, ondandır başımın ağrısı ve gördüğüm abuk sabuk bu rüya. Ama çivi deliği, adam çakma…

Annemin bir koltuğu vardı, şimdi hatırladım. Koltuğa bir yerinden bir kurt girmişti, kırt kırt diye ses gelirdi koltuğun içinden. Kurt girdiği yerde bir delik açmıştı. O delikten tahtanın derinliklerine doğru gitmişti. O kırt kırt sesi hiç kesilmezdi, özellikle gece el ayak çekilip ortalık sessizleşince daha bir net duyulurdu ses. Neler yapılmadı ki kurdu öldürmek için… Delikten içeri su döküldü, gazyağı döküldü. Deliğin ağzı tıkandı ama kırt kırt sesi hiç kesilmedi. Sonunda koltuğun bazı yerleri dökülmeye başladı. Dökülen yerlerin altında delik olduğu ve tahtanın içinde sağlı sollu gittiği görülüyordu. Koltuk ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın kurda yaşam alanı olmuştu ve kurdun önlenemez bir ilerleyişi vardı. Koltuk bir süre sonra oturulamaz hale gelmişti. Ağacı kurt içinden oymuştu. Rüyamdaki delik büyük olasılıkla o kurdun deliğiydi. Kesinlikle eminim buna. Ama içine çakılan adam kimdi derseniz… Bilmiyorum. Niye çaktın derseniz onu da bilmiyorum…

 
Toplam blog
: 28
: 2362
Kayıt tarihi
: 27.05.08
 
 

Yıl 1960. Adana. Çığlık çığlığa geldim bu dünyaya, niyeyse? İlk, orta lise ve Çukurova Üniversitesi...