Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Temmuz '09

 
Kategori
Güncel
 

Cüppeli yine sahnede!

Cüppeli yine sahnede!
 

Cüppeli Hoca, Malta açıklarında jet -ski ile plajları kolaçan ettiydi.


Gazetelerde resmini görür görmez tanıdım. Hani Malta Adası açıklarında jet ski’ ile plâjları turlayan bir adam vardı. ‘Cüppeli Ahmet Hoca!’ İşte o, yine sahnede.

Bu sefer, oyuncak bebeklere takmış. Fetva da vermiş: ‘ Normal insanı tahrik edecek gibi, tıpatıp bebekler… Üstelik çıplak gibi..’ demiş. Ve devam etmiş: ‘Öyle bebekler yapıyorlar ki, saçlarını tarıyorlar. Uzun bacakları var. Normal insanı tahrik edecek gibi. Tıpatıp bebekler… Tıpatıp benzetim var. Sanki resim gibi, üstelik de çıplak gibi..

Görüyor musunuz Cüppeliyi! Masum bir nesne üzerinde bu kadar pervasız, bu kadar yobazca ve de manyakça konuşma, nerede görülmüştür. A benim elinde ski’si, haşemalı, cüppeli Hocam. Sen nerelerin adamısın böyle? Nerden geldin, nasıl yetiştirildin böyle? Nasıl aramıza nifak sokarsın sorumsuzca?’

Biz kendisini cüppesi ile, Malta Adasın açıklarında jet ski’si ile tanıyoruz. Altında ski’si, oh anam oh! Gelsin çıplak kadınların plâjları, oh keka!

Kadınlara bakmadım demişti o zaman. Zira şekeri varmışmış, kadın erkeği fark edemezmişmiş. Sen onu, jet ski’ye (Pardon) külâhıma anlat. Sormazlar mı adama, o zaman bebeklerin cinsiyetini nasıl ayırt edebiliyorsun… Hı?!

Softalar o zaman, sesini şöyle yükseltmişlerdi: ‘Bir Dünya görüşüne sahip bir kişi, toplumda kendisine dikkat etmeli. Maltalarda sefa sürmenin anlamı yok! Televizyonu tenkit ederken, kendisi evine almamalı. Çocuklarınızı okula göndermeyin derken, kendisi kolejlerde okutmamalı çocuklarını’

Dinimizi bize, doğru dürüst öğreten yok vesselâm. Neler sevap, neler günahtır? Ne nedir? Vacip olanlar, olmayanlar (Ne demekse) Uyduruk fetva yayanların yanlış yönlendirmeleri, toplumu sıkıntılara sokmaktadır. Önüne gelen, fetvacı kesildi

‘Eskilerin’ yağmurcuları vardı bilirsiniz. Eşantiyon yağmurları vardı. Mahalle aralarında yağmurcu geldi, yağmurcu diye dolanırlardı. Güzele bir hikâye idi. Arzuya göre yağmur yağdırırdı: ‘Sicim gibi, bardaktan boşanır gibi, çiseleme gibi…’

Adamlar nerede ise fetva dükkânı açacaklar. Eee, bunların sokak aralarında çığırtkanları da olur elbet: ‘Fetvacı geldi, fetvacı’ Bunların yan kolları da mahalle arasında satıcıdırlar: ‘En’amlar, rüya tabirleri, seccadeler, gül suları, buhurdanlıklar, zemzem suları, ezan makineleri, gümüş yüzükler, tespihler, esanslar, esaaannsss!’

Aynı cüppeli bakın neler demiş aynı habere göre: ‘Duvara resim asarsan, oraya doğru namaz kılarsan, resimleri penyelere basarsan haramdır!(?)

Ancak, heykelleri yaptın amma, can veremedin. Caiz değildir(!?)

2 nci çocuk için tüp bebek yapması caiz değildir kadının. Rahmine işlemi zerk edecek kişinin kadın olması şarttır.

Neden kadının ‘Avret’ yerini erkek görsün? Ancak ölüm döşeğinde ise, olur…’

Bu adamın cüppesi hani alınmıştı? Hani fetvalara ayıklanarak düzen verilecekti! Bu adamı durduracak yok mu?!

Ört ki, ölem!

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..