Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Mart '07

 
Kategori
Doğal Hayat
 

Dalyan, İztuzu ve akdeniz mevsimi

Dalyan,  İztuzu ve akdeniz mevsimi
 

Dalyan’da kış bir başka mevsim... Sanki kışla ilkbahar arasında yeni bir mevsim yaratılmış gibi. Belki de Ocak ayında, kış ortasında yaşanan böyle güneşli, temiz, ferah bir mevsim, ancak “Akdeniz Mevsimi” olabilir...

Dalyan’da, sazlıklarla çevrili nehirde tekne dolmuşlar var. Yeşillikler içinde, doğal ortamda keyifli bir yolculuk yapmak isterseniz, ilkbaharla birlikte, bu teknelerle denize dek ulaşabilirseniz. Ulaştığınız yer, güneş, deniz ve kumun birbiriyle seviştiği İztuzu Plajları...

Ama biz İztuzu’na arabayla gidiyoruz, güneşle parıldayan yeşilin bin bir tonunu, etrafa serpiştirilmiş gölcüklerin bir cam parçası gibi parıldamasını yaşaya yaşaya... Yolda durup, çiçekleri topluyor, bir tepeden gölcüğü izliyor, fotoğraflar çekiyoruz. Buraya gelen her insan, içindeki doğa sevgisiyle usta bir fotoğrafçıya dönebilir!...

Bir tepeden İztuzu Plajları’na indiğimizde, bayram tatilini keyifle geçirmek için gelen el ele yaşlı çiftler, genç sevgililer, birkaç aileyle karşılaşıyoruz.

Kumsal çok geniş, adımımı atar atmaz, arkadaşıma dönüp, “Sakın caretta carettalar’dan birinin yumurtasını kırmayalım?” diyorum endişeyle... Sonra onların yumurtlama mevsimlerinin ve alanlarının ayrı olacağı geliyor aklımıza. Biz böyle ince düşünürken, ben bu yazıyı yazdığım esnada gazetelerde şu haberi okuyorum:

“AKP’ye geçti, ünlü plajı kaptı:

Dalyan Beldesi’nin DYP’li Belediye Başkanı Suat Tufan, 7 yıldır kendilerine devredilmesini istediği dünyaca ünlü İztuzu Plajı için AKP’ye geçerek kazandı. Akyaka tatili sırasında Başbakan Erdoğan ile görüşen Tufan, belediye olarak plaja yıllık 300 bin YTL ödeyecek.

Suat Tufan şöyle dedi:

‘Plajın belediyemize geçmesinde AKP Belde Başkanı Mesut Yazan, İlçe Başkanı Sebahi Yılmaz, İl Başkanı Mehmet Nil Hıdır, Muğla Valisi Hüseyin Aksoy, Özel Çevre Koruma Kurulu Başkanı Önder Kıraç, bu kurulun personeli, milletvekilimiz Seyfi Terzibaşıoğlu, Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe katkı sağladı. Plajdan elde edeceğimiz gelir yine beldemizi güzelleştirmede, çevrenin korunmasında kullanılacak. Beldemizde 500 esnafın en büyük desteği burası olacak. Marmaris ve Fethiye’den turlarla gelenleri burada ağırlayacağız. Günübirlik tesisler olarak plaj, büfeler, şezlong ve şemsiyeler olacak. Bünyemizde olan toplam 5 kilometrelik sahil üzerinde kurulu İztuzu Plajı’nı yerli yabancı tüm turistlerin büyük beğenisini kazanacak hale getireceğiz. Başbakanımızın ’yerinde yönetim gerçek yönetim’ sloganını yaşama geçireceğiz.’

Başkan Tufan, Dalyan’ın doğal güzellikleri ve kaplumbağalarıyla dünyanın gözdesi olmasına karşın, belediye gelirlerinin azlığı nedeniyle sıkıntı yaşadıklarını, beldeye daha iyi hizmet verebilmek için iktidar partisi AKP’ye geçtiğini sözlerine ekledi.”

Bu gelişmeler karşısına bir kez daha siyaset anlayışımızı sorguluyorum... Sanırım doğamız, siyasetin kirli ellerine bulaştıkça kirlenecek, bu harika caretta carettalar’ın son nesillerini de, “turizm, işletme, para” hırsıyla yok edeceğiz!...

Oysa dünyanın gözü burada!... Apak kumsaldan bir yarımda İztuzu Plajları. Arkasında gölcükler, şiddetli rüzgârla eğilmiş ağaçlar, bataklıklar; önüyse sizi kucaklayan masmavi bir Akdeniz... Su o kadar temiz ki kıyı boyunca denizin içini seyrede seyrede yürüyoruz. Yürüyen birkaç çift de var. Bu cennet yerdeki boşluk şaşırtıyor beni...

Hava o kadar güzel ki, arabaya dönüp mayolarımızı giysek mi diye konuşuyoruz arkadaşımla. Bir yandan da gözümüz denizin güzelliğinde...

Caretta carettalar’ın yumurtalarını bıraktıkları İztuzu Plajı dünyada doğallığını koruyan ikinci plaj olma ödülüne sahip!... Bu nedenle diğer üreme alanlarında olduğu gibi, İztuzu’nda da yumurtlama mevsimlerinde Özel Çevre Koruma Kurumu (ÖÇKK) tarafından karartma uygulaması titizlikle sürdürülüyor.

Akdeniz ve İztuzu sahilinde en çok iki tür yaşıyor, yumurtluyor. Birinden bahsettik, diğer tür ise “Çorba Kaplumbağaları” gibi yakışıksız bir ifadeyle tanımlanmış “Chelonia mydas”... Bu cins sünger, yosun gibi yumuşak şeylerle beslenirken, Caretta Carettalar, güçlü çene yapıları sayesinde yengeç, ufak deniz salyangozu, solucan gibi küçük hayvanlarla besleniyor. Caretta Carettalar, 150 kilograma kadar büyürken, “çorba kaplumbağalarının” (!) 450 kilograma varan dev cinsleri de var!...

Kaplumbağaların yaşları, kabuklarındaki halkalardan öğreniliyor. İki yüzyıla yakın yaşayanları var!... Yumurtlayarak çoğalan denizkaplumbağaları, geceleri kumsala çıkıyor, yumurtalarını açtıkları çukura bırakıyorlar. Yavrular yaklaşık 50 günde yumurtadan çıkıyorlar. Yıldız ışığından da faydalanarak denize doğru koşmaya başlayan yavruların, iki düşmanı var. Birincisi insan. Çünkü bu üreme yerlerine bina yapılırsa, yanlışlıkla bu yapılardaki ışığa doğru gidip ölüyor yavru kaplumbağalar. İkinci düşmanları ise, avcı yaratıklar. Avcılar bu sahillerde ‘hazır yem’leri kapmaya çalışırken, kaplumbağacıklar da denize koşturuyorlar. Kurtulanlar Akdeniz’in engin mavisine karışıyor... Artık yeni mücadele, Akdeniz’in sularında oluyor.

Sahilde kuma gömülerek 2 ayda olgunlaşan yumurtalardan çıkan yavruların güven içinde denize ulaşması için ÖÇKK’nin 8 görevlisi gece gündüz nöbet tutuyor.

Bir tarafı tatlı su, diğer tarafı Akdeniz olan bu kumsalda soyunma kabinleri ve günübirlik yiyecek ihtiyacının karşılandığı ahşap kafeteryaların dışında hiçbir yapılaşmaya izin verilmiyor, şimdilik... Ancak, bu siyaset ataklarının sonunda sahilin kirletilmesinden, kaplumbağaların ölmesinden korkuluyor.

Plajın arkasındaki tür tür çiçekler solmasın diyorum ve o an artık bir gezgin de olan şair, yazar Akgün Akova’nın “Ağzında Girit Yasemini” adlı şiiri geliyor aklıma:

...
a benim caretta carettam*
a benim yürek vuruğum
buna da şükür
çünkü
bir yılkı atı gibi
bırakmışlar seni çocuk çocuk suluboya çıkmaz sokakta
keyiflerine bakmışlar gelsin eğlence gitsin ça ça ça

sen küçücükmüşsün
insanlara bakmışsın bakmışsın her yan sönük yıldızlar ormanı
bir şeyleri sevmek istemişsin alışırken dünyaya
dişlerini göstermişler
kırmışlar termometreni
insan insanın kurduymuş bre
kesekağıdına sarmışlar seni
...
yaklaşmışım
ve deniz atmışım dudaklarımla dudaklarına

* Caretta caretta :

Bir tür deniz kaplumbağası.
Sürekli sessiz ve hüzünlü.
Ben düzerken bu şiiri kadınım için,
o, var olma savaşında, Dalyan’da.
Vinçler büyük, yumurtaları küçük
Yasa bu, yutar küçük balığı büyük olan.
Ve hüzünle seyreder caretta carettalar
kıyıdaki inşaatları,
sonra yavaşça yitip Akdeniz mavisinde,
girerler ansiklopedilere.

Akdeniz, onlarsız hüzündeniz.

 
Toplam blog
: 353
: 3712
Kayıt tarihi
: 28.02.07
 
 

"29 Temmuz 1980’de İstanbul’da doğdu. Celal Bayar Üniversitesi, İşletme mezunu. Şiir, deneme, öykü, ..