Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Haziran '11

 
Kategori
Siyaset
 

Dış politikanın vefası yoktur

Dış politikanın vefası yoktur
 

Dış politikanın vefası yoktur. 

Hani, Fatih Terim, bir dönem, Galatasaray'da gördüğü vefasızlık için: " Meğer vefa, İstanbul'da bir semt adıymış!" dediydi de; gündeme bomba gibi düştüydü ya... Kulakları çınlasın! Gerçekten de, hayatın genelinde de, geçmişte yaptıkları için vefa bekleyenlerin çok sıkça yaşadığı bir duygu durumudur; Fatih Terim'in cümlesinde hayat bulan bu durum. 

Hayatın geneli için geçerli olan bu durum, politika, hele de dış politika için biçilmiş kaftandır neredeyse! Çünkü özellikle dış politika, vefa gibi insani bir duygu yerine, karşılıklı menfaat ilişkisine dayalı bir al - ver oyunudur malesef ki. 

Buraya nereden mi geldim? Söyliyim hemen. Sevgili dışişleri bakanımız Ahmet Davutoğlu, Arap ülkeleri ve batılı ülke üst düzey yetkililerinin hazır bulunduğu uluslararası bir toplantıda, Türkiye'nin Libya'daki isyancılara, yani hükümete, yani merkezi otoriteye karşı gelenlere 100 milyon Amerikan Doları yardım edeceğini ilan edivermiş! 

Peki aynı davranışı, olası bir Güneydoğu ayaklanmasında, Libya bize karşı yapsa, cevvalliğinden zerre şüphe etmediğim sevgili dışişleri bakanımız sayın Ahmet Davutoğlu ne yapar acaba? Kaddafi'nin haleti ruhiyesi için empati yapmaya gerek duymuş mudur acaba? Doğrusu merak içindeyim. 

Aman ne güzel! Ne güzel! Sizin o sırf batılı iki yüzlü müttefiklerimize şirin gözükebilmek için harcadığınız kaddafi, Kıbrıs Barış Harekatı sırasında Türkiye'ye bedelsiz silah, sınırsız uçak yakıtı veren tek ülkeydi. Uluslararası camiada bir tek Pakistan ve Libya destekledi o gün için haklı olan; soydaşlarınızın soykırıma uğradığı günlerde kendine güvenen büyük bir devlet gibi davranmanızı. Tüm diplomatik yollar tükendiğinde hakkınızı silah zoruyla da olsa almanızı... 

Gerçi, kendi çıkarlarınız ve Kıbrıslı kardeşleriniz için yaptığınız ve her yönden haklı olduğunuz savaşı, savaş meydanında kazanıp masa başında yine sözünüzü geçiremediniz. Ama zararı yok! Çünkü bu durum Türk Dışişleri'nin tam 312 yıldır tedavi edemediği hastalığı! 

Öte yandan, tam 37 yıldır uygulanan yanlış politikalar, günlük küçük ve kısır siyasi hesaplar, hala bir Kıbrıs Devlet Politikası oluşturamamış olmanız yüzünden aynı canı ve kanı taşıdığımız Kıbrıslı Türklerle düşman kardeş olduk ama... Bunun da zararı yok! Çünkü biz, yıllardır, Orta Asya'daki, anavatanımızdaki Türk kardeşlerimize karşı da aynı suçu ve günahı işledik! İşlemeye de devam ediyoruz ne yazık ki! 

Orta Asya'daki Türklerin bir kısmını Çin nüfuzuna, bir kısmını da soğuk rusların insafına bıraktık her nedense? Bu coğrafya dışındaki Türkler, Kuzey Irak'ta, burnumuzun dibinde sefalet içinde sürünen Türkmenler dahil, Türk dış siyasetinin vefa üzerine kurulmadığını defalarca yaşayarak öğrendiler ne yazık ki! 

Eeee! Ne demiştik, yazımızın başında? Dış politikanın vefası yoktur. Görülüyor ve yine anlaşılıyor ki, aynı dış politikanın kendi kanından, canından olan kardeşlerine de, en zor gününde ona arka çıkıp, destek olana da asla ve kata vefası yoktur. 

Ne demişti futbolumuzun gerçek ve tek imparatoru Fatih Terim: " Meğer vefa İstanbul'da bir semt adıymış!" Doğru söze ne denir? Eminim ki sen benden daha iyi bilirsin güzel okuyucum. 

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..