Eğitim

Bugün üniversite giriş sınavlarının sonuçları açıklandı. Dikkatimi çeken birşey oldu. Gerçi bu sınavlarla ilgili üzerinde konuşulacak bir sürü şey vardır ya... Yanlış hatırlamıyorsam açıklamanın bir yerinde şöyle deniyordu. Matematik sorularını tam olarak yapanların sayısı 12 bin, sosyal soruları tam yapanların sayısı 600 küsur gibi bir sayıydı. Bu da bana göre şu anlama geliyor. Sayısaldan giren ya daha çok, yada bununla beraber sayısala girenler daha çok çalışmış. Kısaca çalışkanlar sayısala girmiş, tembeller yani sayısalı yapamayanlar sosyal'a girmişler. Bu toplum tarafından da veliler tarafından da hatta öğretmenler tarafından da teşvik ediliyor bana göre... Şöyle diyen veli çok gördüm, çocuğumun bütün dersleri iyi o halde sayısala girecek, mühendis olacak ya da doktor olacak, orada iyi para var...

Bütün dersleri iyi olabilir ama tarihi seviyordur, resme olağanüstü yeteneği vardır. Tarih veya resim kafası çalışmayan, tembel insanların yapacağı birşey midir? Yalnızca matematik ya da fizik mi zeka ve çalışkanlık gerektirir? Sosyal bilimler ve de sanat, spor gibi branşlar da çok zeki, yetenekli ve çalışkan insanların elinde öyle faydalı, öyle işe yarar bir hale gelirler ki, belki de toplumumuzun kalkınamaması böyle tek yönlü eğitimin sonucudur.

Gelelim yeteneğe, sayısalı başaran her öğrencinin ona yeteneği var mı ve de onu severek mi yapıyor? Yetenek ve sevme olmadan hayatta hiçbir iş başarılamaz ve kişiyi mutlu edemez. Çocuklarımızın ömürleri boyunca başarılı ve mutlu olmasını istiyorsak lütfen severek yapabildikleri branşları seçmelerini sağlamaya çalışalım. Para sonradan gelir. Ayrıca iyi yapılan her iş eninde sonunda para da getirir.