Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Aralık '15

 
Kategori
Tarih
 

Fırat'ın doğusunda, neler oldu; neler oluyor; neler olacak?- 13

Fırat'ın doğusunda, neler oldu; neler oluyor; neler olacak?- 13
 

Dün, Musul'da İngilizler vardı...Bugün de IŞİD...Aradan 93 yıl geçti; ama durum, aynen dünkü gibi..


Musul bölgesinde, Siyasi ve askeri "durum üstünlüğü", Türklerde olmasına rağmen bu üstünlükten neden faydalanılamamış, güç yeterliliği ve fırsat varken MUSUL neden "işgal edilmemiştir ya da edilememiştir?"  

x       x       x  

Bir önceki bloğumdan(12.dizi) kısa biz hatırlatma...

Lozan yakın öncesinde, Anadolu'da kazanılan başarıların bir devamı da Musul bölgesinde elde edilmişti...Lozan Konferansı'nın hazırlıklarının yapıldığı sırada, Anadolu'da olduğu gibi Musul bölgesinde de, siyasi ve özellikle de askeri üstünlük Türklerin elindeydi...

x       x       x

Öyleyse, Türkler elde ettikleri bu avantajı ya da "durum üstünlüğünü" neden kullanmadılar?...Bunun bir nedeni, İngilizlerin, diğer konularla birlikte Musul sorununu da, kendilerinin yönlendireceklerini düşündükleri uluslararası bir platforma--Milletler Cemiyeti'ne--  çekmek için İtilaf Devletleri nezdindeki, Türkiye'ye yönelik diplomatik başarıları ise; diğer bir nedeni de, M. Kemal'in ve Ankara Hükümeti'nin elde ettikleri bütün durum üstünlüğüne ve fırsata rağmen, sorunun barışçı yollarla çözümünü yeğleyen tutumudur...

Çünkü, M. Kemal, savaşı en son düşünülecek bir çözüm çaresi olarak düşünmüştür...Yaşamı boyunca, "Harp zorunlu ve hayati olmalıdır. Milletin hayatı tehlikeyle karşı karşıya kalmadıkça savaş bir cinayettir" ilkesine bağlı kalmıştır...

Anadolu'daki Milli Mücadele ile Musul bölgesindeki askeri hareketliliği birlikte okuyan ve inceleyen herkes şu gerçekte birleşebilir :

İngilizleri barışa zorlayan yalnızca Anadolu'daki Türk başarısı değildir...Musul'da kaldıkları güç durum da İngilizleri bir an önce barışa yöneltmiştir. Türkiye ise, bu durumdan yararlanamamış/ yararlanmamış ya da gelecekte İngiltere ile kuracağı iyi ilişkileri düşünerek askeri hareketlilikten bir süre için vazgeçmiştir ve aynen İngiltere gibi diplomatik çözümlere bel bağlamayı uygun görmüştür...

Şu da bir gerçektir ki, M. Kemal, Musul'u tamamen gözden çıkarmamış ve Misak-ı Milli sınırları içine almayı, yalnızca bir süre için ertelemiştir...

x       x       x

BU KONUDA, GÜNCELİ DE İÇİNE ALAN DÜŞÜNCELERİM...

M. Kemal'in, "Harp zorunlu ve hayati olmalıdır. Milletin hayatı tehlikeyle karşı karşıya kalmadıkça savaş bir cinayettir" sözü; yine Mustafa Kemal'in "Yurta barış, dünyada barış" ilkesinin dayanağını oluşturur...

Türkiye'nin dış politikasına yön veren bu ilke, "Türkiye'nin hiçbir ülkenin bir karış toprağında gözü yok; ama hiçbir ülkeye de bir karış toprak vermeyiz" sözlerine de temel olmuştur. Ancak, bu ilke ve söylemler, her ne pahasına olursa olsun "barış" anlamına gelen "durağan" bir politika uygulamak anlamına gelmemelidir...En azından, düşmanın yaptığı stratejik ve taktik yanlışlardan yararlanılmalı ve hak edilen kazanımlar elde edilmelidir...

Mustafa Kemal'in Musul konusundaki tavrı da böyle olmuştur. Musul'un Lozan'da alınamaması, M. Kemal için "kesin bir teslimiyet" anlamında değil; "şimdilik erteleme, zamanı gelince gereği yapılır" olarak kabul edilmiştir...Musul'un, Misak-ı Milli hudutları içine alınmasını zamana ve ortama bırakmıştır.

"Bir de gördüm ki, doğduğum Selanik ve orada anam, kardeşim düşmana teslim olmuş"(1) diyen Mustafa Kemal'in içindeki acı elbette büyüktü.

Belki bunun içindir ki, "Yurtta Barış, dünyada barış" demesine ve "savaşın bir cinayet olduğunu" söylemesine rağmen, 1933 yılında Ankara'da görüştüğü Amerikalı General MC. Arthur'a, "Allah nasip eder, ömrüm vefa ederse Musul, Kerkük ve adaları geri alacağım. Selanik de dahil batı Trakya'yı Türkiye hudutları içine katacağım"(2) demiştir.

x       x       x

SONUÇ :

Türkiye, 1926'da Musul'u bırakmak zorunda kalmıştır; ama Atatürk'ün yukarıdaki sözü, Türkiye'nin Musul'la(günümüzde Kuzey Irak'la) ilgisinin devam ettirilmesini gerektirmektedir...

Türkiye de, şu anda bunu yapmaktadır...

 

Devam edecek....

 

cdenizkent

 

------------------------ :

(1) Bilal N. Şimşir, İngiliz Belgeleriyle Sakarya'dan İzmir'e, Ankara:, 1989, s.395

(2) "Misak-ı Milli", Ankara: Atatürk Araştırma Merkezi Yayını, 1988, ss.216-217

 

NOT : Blog yönetiminden ricam, bloğumda koyu ve italik harflerle vurguladığım yerlerin aynen çıkmasıdır...Teşekkürler.

 

 

 
Toplam blog
: 979
: 1425
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi İstanbul'da tamamladım. İstanbul Üniversitesi'nde..