Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Mayıs '08

 
Kategori
İlişkiler
 

Geçmişimdeki rüya, rüyamdaki gelecek

Geçmişimdeki rüya, rüyamdaki gelecek
 

(Kadınca Net.ten alınmıştır)


Saat 08.15 bir tatil günü, rüyamda telefon çalıyor ve ben bir türlü uyanamıyorum. Çok sonra sendeleyerek telefonu açıyorum, karşı taraf yüreğimi ılıtan bir tonla konuşuyor. "Uyandırdım mı? Kapıdayım, açacak mısın? " diyor.
Kapıyı açıyorum ve o karşımda. Birlikte oturma odasına geçiyoruz, ikili koltuğa oturuyor, ben de çocuk gibi yanına sığınıyorum. Kalbim fırlayacakmış gibi atıyor, kendimi çok mutlu hissediyorum. Bir çocuğun babasına sığınması gibi onun koynuna yaslanıyorum.Hiç yanımdan ayrılmasın istiyorum.

Beni elimden tutarak odaya götürüyor. Yanında uzanıyorum, konuşmadan sadece gözlerime bakıyor. O an pekçok şey isteyip de hiçbir şey yapamadığını hissediyorum. Çok canım sıkılıyor, kafam karma karışık, yanımda hep kalmasını isterken, içten içe ona kızıyorum ve bir an önce gitsin istiyorum.

Bir an geçmişe dönüyorum, birlikte bindiğimiz ilk dolmuş aklıma geliyor. Kimse görmesin diye en arkaya oturduğumuz o gün. İlk kez omuzlarıma sarıldığını ve yol boyunca ellerimi tuttuğunu hatırlıyorum. Camdan dışarı baktığım bir an yanağımdan öptüğünü, o yaşanan anda çok şaşırdığımı ne yaptın diye gülerek sorduğumda ise "Ne yapayım, içimden geldi" dediğini anımsıyorum.

Bunları hatırlarken ona sımsıkı sarılıyorum. Gözlerinin derinliğine baktığımda, onun o boş bakışını yakalıyorum ve ona beni deli gibi sevdiğini hatırlatmak istercesine "Bu bir rüya ama, uyanınca da beni hatırla, beraberliğimizden sakın pişmanlık duyduğumu düşünme." diyorum. Onun yanında kendimi huzurlu hissediyorum. Güvende olduğumu düşünüyorum.

Saat 08.45 ve uyanıyorum, o yanımda yok. Güzel bir rüya diyorum, hemen geri uyumak ve rüyama devam etmek istiyorum. O kocaman yatakta kendimi küçücük bir kız çocuğu gibi görüyorum, yapayalnız, terkedilmiş, ne yapacağını bilmez bir durumda ve çaresiz...
Tüm günü yatakta geçiriyorum, yemek dahi yemek aklıma gelmiyor. Akşam olmak üzere kalkıyorum, telefonumun halen çalmamış olduğuna kızarak evin içinde dolaşıyorum. Dolaşırken de telefonu elimden bırakmıyorum, elim tetikte hiç olmasa mesaj yollasın diye dua ediyorum.Ama, ne mesaj geliyor, ne de telefon çalıyor.

Kalbimde sızıyla dolanıp duruyorum. Aramasa da beni düşündüğünü biliyorum, telefonumdaki resmine bakıyorum ve bütün gün onunla konuşuyorum. Biliyorum ki beni duymasa da kendisini düşündüğümü hissediyor. Ona çok kızıyorum, ilk gördüğüm an yüzüne bakmayacağım diye karar alıyorum, planlar yapıyorum. Oysa bunu hiç uygulayamayacağımı biliyorum. Onu canımdan çok seviyorum. İşiyle, çocuklarımızla onu paylaşmaktan asla pişmanlık duymuyorum.

Yanımda onu tutamasam da benim olduğunu, tüm kalbiyle bana ait olduğunu biliyorum. Benim herşeyimle ona ait olduğum gibi.

Yaşanan her günün bittiğini, yaşanmamış sayılamayacağını da biliyorum. Birbirimizden uzak kalsakta ben ve o tek parçayız. Ayrılık anlarımızda benliğimizle, tüm yüreğimizle yan yana, diz dizeyiz. Bunu bilmek beni mutlu ediyor.Onu çok seviyorum ve onun karısı olduğum için kendimi ayrıcalıklı görüyorum.
 
Toplam blog
: 103
: 1399
Kayıt tarihi
: 21.03.08
 
 

Hacettepe Ün. mezunuyum. Öğrencilik yıllarımda ve okulu bitirdikten sonra bir gazetenin muhasebe ..