Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Mayıs '08

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Yabancı şehrin yalnızlığı

"Gündüzün rengine benzemez gecenin rengi, üşütür, korkutur karanlık; bir garip hüzün var içimde, ya ben fazlayım bu şehirde ya da yanımda biri eksik ...."

Gündüz bakıldığında sapsarı, hava kararmaya başlayınca deniz mavisi rengi alan uçsuz bucaksız mezopotamya ovasının güzelliği yanında; köklü tarihiyle farklı dil, din ve kültür kardeşliği yaşanan, modern yapısı yanında taş binaları, konakları; parke taşları ve abbara denilen sokakları ile ayrı bir renk cümbüşüne sahip Mardin ilindeyim.

Bu şehirde kısa süre de olsa yaşadığım için şanslıyım.

Medeniyetin beşiği olan bu yaşlı-kocamış şehirde o büyük konakların her taşında, abbaraların her köşesinde, binlerce yıldır arşınlanarak çıkılan merdivenlerin her basamağında, kimbilir ne büyük aşklar yaşanmıştır? Her duvarında aşk taşlara yazılmıştır. Böyle güzellikte, böylesine aşka değer veren, aşkın yüzeysel yaşanmadığı bir yerde ben aşkım yanımda olmadan dördüncü yılımı geçiriyorum.

Yani; Şu an yaşadığım ruh haline uyan ve güzel sözler arasından seçtiğim bir cümle.

Aşkın ilmek ilmek dokunduğu, sonu acı veya tatlı biten pekçok aşkın yaşandığı; pek çok aşkın da akrabalık bağlarına, törelere takılı kalıp, sevdalıların sadece yüreğinde yaşayabildiği bu yerde bense ....

Bir ömür boyu hayatı paylaştığım, babam, ağabeyim, en büyük çocuğum, en yaramaz oğlum, canım, yaşam sebebim, ilk sevgilim, çocuklarımın babası, sessizlik ve hoşgörü abidesi dediğim eşim yanımda olmadan, halen bana yabancı bir şehirde yapayalnızım. Tabii çocuklarım da ben olmadan yapayalnızlar.

Bulunduğum yerdeki tüm insanları çok seviyorum, ancak, duygularımı tarttığımda gündüz yaşadığım o güzelliklerden sonra ki gecenin korkunç karanlığı, artık beni korkutuyor. Mantığım ve kalbim arasında yüzleştiğim zaman ne için yaşadığım ve kime aşık olduğum aklıma geliyor. Gözümün önüne gelen çocuklarım ve eşim aklımı başıma getiriyor. Ben kocama aşığım, hem de 22 senedir. Tek başıma bir hayatı tercih edemiyorum.

Hafta sonları evime gidince, iş yaparken eşimin beni sürekli gözleriyle takip ettiğini, dokunmak için fırsat kolladığını gözlüyorum. Beceremediği halde iltifat etmeye çalışıyor. Eve gelen misafirlere benden bahsederken övgüyle söz ediyor, anlattığı her cümlede göz bebekleri açılıyor. Bana yardım etmeye çalışıyor, ama, ev işini de beceremiyor. Her Pazar gecesi beni otogara bıraktığında benim gibi onunda yüreğinin param parça olduğunu hissediyorum. Sabırla otobüs kalkana kadar yıllardır bekliyor ve mutlaka el sallıyor, bazen ayağa kalkıp camdan ona bakıyorum, asla arkasını dönüp giderken onu göremiyorum. Israrla otobüs uzaklaşana kadar bakıyor.

Artık yabancı bir şehri istemediğimi biliyorum. Mantığımda yüreğimde asıl yerimin yuvam olduğunu söylüyor. Yalnızlığa daha ne kadar dayanabilirim onu da bilmiyorum. Öyle garip bir hüzün ve belirsizlik var ki içimde; galiba ben bu şehre fazlayım ya da yanımda sevdiğim, sevdiklerim eksik...

 
Toplam blog
: 103
: 1399
Kayıt tarihi
: 21.03.08
 
 

Hacettepe Ün. mezunuyum. Öğrencilik yıllarımda ve okulu bitirdikten sonra bir gazetenin muhasebe ..