Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Haziran '12

 
Kategori
Psikoloji
 

Güvenmek

Güvenmek
 

Güven ruh gibidir.


Güven duygusu Anne rahminde başlayarak, temeli 2 yaşına kadar anne bakımı ile sağlanır. Daha sonra aile ilişkileri ile şekillenir. Sağlıklı bir birey güven ortamında yetişir ileride de güven duymayı öğrenir. Güveni boşa çıktığında ise üzülmemeyi, tecrübeleri öğretir.

Güvenmek mi? “Ağzında bal olan arının bile, kıçında iğne var.” Sözü gibi çelişiktir. Aslında çok zor bir mimari yapı gibidir birine güvenme. Harcına sevgi, hatta aşk, alışkanlık, bağlılık katılıp ince ince örülür. Sonunda ortaya çıkan şey bazen o kadar sağlam durur ki, dışarıdan hayran kalınabilir. Eğer bu duygu yok olmaya başlarsa, ilişki, beyin ölümü gerçekleşmiş bir hasta gibidir artık. Güvenmek bir nevi teslim olmaktır. Zordur, o nedenle çok değerlidir. “Hiçbir şeye güvenmiyorum” diye bir şeyde yoktur. Keza güven duygusu sarsılınca, ilişkiler bir anda yıkılır, yere düşen bir cam parçası gibi paramparça olur. Güven, insanları birbirine bağlayan, ilişkileri geliştiren en önemli, kuvvetli yapıştırıcıdır.

Güven duygusu olmayan bir ailede, utanca boğulmuş, kendine güveni olmayan, sevgiden mahrum çocuklar, birbirini yiyip bitiren, kendi menfaati için diğerini istismar eden, kızgın, bunalmış, yorgun eşler olur. Aksine, anlayış, sevgi, hoşgörü ve şefkat esintilerinin olduğu yerde de sevinçler, endişeler, acılar hep birlikte paylaşılır.

Güven duygusu nasıl sağlanır? İnsanlar kime güvenir? Malını,canını, namusunu gönül rahatlığı ile kime teslim edebilir? Niçin herkes güvenilir olamaz? Ailede, toplumda ve iş dünyasında güven duymak çok mu zordur, ya da insanlar nasıl güvenilir olunur bilmezler mi?

Mütevazilik, sadakat, hoşgörü, adalet, cesaret, sabır, onur, çalışkanlık ve sadelik gibi üstün insani nitelikler güvenilirlik verir. Ayrıca, başkalarına duyulacak güven duygusunun temelinde kendine güven duymak yatar. Güven, sözünü tutmak, özü sözü bir olmak (bütünlük sergilemek), bir görevi yapacak yetkinlik ve beceriye sahip olmak, dürüst olmak, sorumluluk sahibi olmaktan geçer.
Güvenmek risktir, cesarettir ve de hayal kırıklığıdır, bezginliktir, bazen de aynılıktır. İnsani bir özellik olup, temizlik, doğallıktır. Açıklık ister. Kalbini açmaktır karşılıksızca… Acıtmaktır bile bile kalbi… Hayatına ortak etmektir bir başkasını, ona dayanmaktır, ona tutunmaktır… Hayatın ağır yüklerini taşıyamazken, yaslanacak bir omuz bulmak, iyi günden çok kötü gününde yanında olmak isteyen birine bağlılıktır.

Güvenmek, insan olmanın gereğidir. Zamana bağlı gelişen ve yok olan bir olgudur. Başkalarına güvenmek genel beklentilere, kişisel özelliklere, insanların dünya görüşlerine, alınacak risklere, ortak çıkarlara bağlıdır.

Halk arasında yaygın görüşler olarak bilinen “Babana bile güvenme” veya “insan insanın kurdudur.” Sözlerinin aksine ben bunları söyleyenlere asıl olarak güvenme diyorum.

İnsanı en çok yıpratan ve çökerten duygu, insanlar arasındaki güvensizlik bunalımı olduğu gibi yarına karşı güvensizlikte, güven için, olumsuz önemli bir kilometre taşıdır.

Bilimsel Literatürde; İnsanın çevresinden, işinden, emeğinin ürününden ya da benliğinden uzaklaşması ayrılma duygusunu getiren kavram olarak bilinen, yeni dünya düzensizliğinin en önemli sosyal fobisi olan yabancılaşmamı tetikliyor güvensizliği?

“İnsanın kendisine yapabileceği en büyük kötülük, kendisine olan güveninin kaybetmesidir.” Richard BERNEDİCİ, “Bir insanı doğru yapmak isterseniz ona güveniniz, düzenbaz yapmak isterseniz ona güvenmeyiniz”. G. Bernard SHAW, “Kendine güvenen herkes dünyayı idare edebilir.” Volatire

Güven stoklarımızı tüketmeden yaşamalıyız, yoksa güvensizlik tedavi edilemeyen kronik bir sinsi hastalık gibidir. Kişiyi kendiniz gibi bilmeli, güvene kendinizden başlamalısınız, güven ayrılıp gittiği ruha asla dönmez.
Yarınımıza, ailemize, çevremize, İşverenimize ve tüm insanlığa güvenle bakabileceğimiz bir dünyada yaşamak ümidi ile…

Nizamettin BİBER
Uzman İnşaat Mühendisi

 
Toplam blog
: 887
: 2743
Kayıt tarihi
: 06.06.12
 
 

Yeni dünya düzensizliğinde insan olmaya çalışan ve okuyarak ne kadar cahil olduğunu gören, olayla..