- Kategori
- Gündelik Yaşam
Güzel çiçekler çabuk solar, güzel kadınlar çabuk yaşlanır
Belki onları koklamak, sevmek için acele edin diyedir. Güzel çiçek /güzel kadın narindir, hayatın darbelerine dayanamaz; cam fanusta falan mı büyütmeliydik yoksa. Herkes vakti gelince yaşlanır, yaşlandı denir de güzel kadın için ah çekilir.
Allahtan güzel kadının öncelikle yüzü güzel oluyor ve yüz çabuk yaşlanmıyor; o da bize yetiyor. Zaten biz de yüzüne âşık olmuştuk (kadınların yüzüne bakılarak âşık olunur) aşkımız devam ediyor.
Ne kadar yaşlansa da güzel kadın belli oluyor. Solmuş bir gül gibi, gülkurusu gibi. Güzelliklerini kaybetmelerine üzülüyorlar ama belli etmemeye çalışıyorlar. Güzelliğin sadece yüzlerinde kaldığını biliyorlar ve yüzlerine aydınlık katmak için kendilerini de zorlayarak daha fazla gülüyorlar. Sanki adeta “Ben güzeldim. Yaşlansam da güzelliğimi sürdürmeliyim. Güzel olmak benim görevim” diyorlar. Bilmiyorlar ki solsalar bile kalplerimizde açıyorlar.
Hayatın güzel kadınlara karşı hiç acıması yok. Vicdansız rüzgârlar her şeyi darmadağın ediyor. Ama ne yapsalar güzel kadının gözlerindeki ışığı söndüremiyorlar. Kadınlarımızın bir yanlışı var “Çirkin kadın makyajla güzelleşiyor; güzel kadın makyajla çirkinleşiyor” bilmiyorlar, gülün üzerine kırmızı boya sürülür mü? Güzellik abidesi yıkılsa da kalıntısı yetiyor; yine hala elini tutarken titriyorsunuz.
Güzel kadınların şekli değişiyor ya haklarında ne kadar çirkin bir kadınmış diye düşünmememiz için gençlik resimlerini yakalarına taksalar; burun kıvırırken utanırdık. Ben güzel kadınların yaşlanmalarını kabullenemiyorum; keşke öyle kalsalar.