Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Şubat '16

 
Kategori
Edebiyat
 

Harper Lee

Harper Lee
 

To Kill a Mockingbird


Harper Lee ölmüş. Allah rahmet eylesin. “To kill a Mockingbird” isimli kitabın yazarı. Bayan. Hayatında tek kitap yazmış, ama bu kitabıyla ödül almış, dünya klasikleri arasına girmiş. Çocuğu olan her anne babanın mutlaka okuması gereken muhteşem bir kitap. Hayatımda bitirir bitirmez yeniden başladığım ve baştan sona yeniden okuduğum tek kitap. Ama mümkünse İngilizce orijinalinden okuyunuz. İçinde bilmediğiniz pek çok kelimeye rastlayacaksınız, bende öyle oldu, ama zararı yok, yine de orijinal İngilizcesinden okuyunuz. Kanaatimce en iyi şekilde tercüme edilse dahi, Türkçeye çevrildiği zaman tadı yarı yarıya azalacak bir kitap. Bir defa 8-12 yaşlarında çocukların kullandığı bir taşra İngilizcesi, taşra lehçesi, epeyce yerel tabirler var, bazı yerlerde kelimeler eğilip bükülmüş ama bu kitaba müthiş bir lezzet katıyor.

 

Kitap sekiz yaşlarında haşarı mı haşarı, afacan mı afacan, ama bir o kadar zeki ve sevimli bir kız çocuğu, “Scout”, ile onun dört yaş kadar büyüğü ağabeyi “Jem” etrafında dönüyor. Tabii bir de, bir taşra avukatı olan babaları “Scout”. Anneleri yok, ölmüş, evde çocuklara bakan, emektar zenci bir bakıcı kadın. Kitabın konusu da haksız yere cinayetle itham edilen garip bir zenci ve onu savunan avukatı Atticus hakkında.

 

Şimdi size, aşağıda,  iki kardeşin bir  kavgasından, haşarı Scout’un kafasının tasının attığı bir anda, yaşına ve cüssesine bakmadan kendinden dört yaş büyük ağabeyi Jem’in üzerine atlayıp, onunla yumruk yumruğa yaptığı döğüş sahnesinden bir pasajı aktarıyorum.

 

“Now, I mean it Scout, you antogonize Aunty and I’ll spank you.

 With that I was gone. You damn morphodite, I’ll kill you.

He was sitting on the bed, and it was easy to grab his front hair and land one on his mouth. He slapped me and I tried another left, but a punch in the stomach sent me sprawling on the floor. It nearly knocked the breath out of me, but it didn’t matter because I knew he was fighting, he was fighting me back. We were still equals.

Aİn’t so high and mighty now, are you? I screamed, sailing in again. He was still on the bed and I couldn’t get a firm stance, so I threw myself at him as hard as I could, hitting, pulling, pinching, gouging. What had begun as a fist fight became a browl. We were still struggling when Atticus seperated us.”

 

Böyle kavga ettiklerine bakmayın siz, beş dakika sonra can ciğer kuzu sarması oluyorlar.

 

 
Toplam blog
: 326
: 941
Kayıt tarihi
: 10.03.11
 
 

Okullar: TED Ankara Koleji, ODTÜ, Bogaziçi Üniversitesi (Master) İş Hayatı: Philips, Anadolu Endü..