Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Kasım '07

 
Kategori
Eğitim
 

Her biriniz tele kızlar değil, kardelenler olmalısınız!

Her biriniz tele kızlar değil, kardelenler olmalısınız!
 

On dört, on beş yaşlarına gelmiş genç bir kız “Ben telekız olacağım” diye ortalığa çıkar mı?

Ya da genel evler de çalışan kadınlara sorsak hangisi acaba hayatlarından memnundur?

Bu yolda para kazanarak ve geçimini bu yolla sağlayan insanlara seslenmek istiyorum. Ne olursa olsun siz hayatınızdan memnun olamazsınız. Ne kadar memnunum deseniz de.

Bir yandan her zaman yanımız da olmasını istediğimiz dişi kuşların yanımızda olmasını isteriz. Elinden tutmak, gözlerinin içine bakmak ve sevişmek gibi… Sonun da onunla beraberliği yaşamak… Ya yanımızda olmadığı zaman ne yapmalı. Ne yapmalıyız. Yanımızda paramız da varsa Genel eve mi gitmeliyiz yoksa pavyona mı? Eğer yanımız da eşimiz veya sevgilimiz yoksa ya da sokakta dekolte giyimli bir dişi kuşu gördüysek cinsel dürtülerimizin sartelleri üst seviyelere doğru çıktıysa, olamaz mı yani. Olur, olur bal gibi de olur. Çükü bizler birer erkeğiz.

Evet, bizler birer erkeğiz de, ama ne var biliyormışsunuz. Onlar birer bayan. Nasıl ki kendi bayanlarımızı, annelerimizi, kız kardeşlerimizi, eşlerimizi ve de kızlarımızı koruyorsak onları kardeşimiz veya kızlarımız olarak görmeliyiz. Görmeliyiz de ama ne var ki diğer yandan müşterilerini bekleyen dişi kuşlar gibi. Onlara ben, kendi etini ve budunu tanımadığı ve bilmediği erkeklere satan zavallı yaratıklar diyorum.

18-20 yaş arası genç kızlar!

Size sesleniyorum. Sizin anneniz ve babanız yok mu? Sizi bu yaşa getirmek için anacığının nelere katlandığını hatırlıyormuşsunuz, nereden hatırlayacaksınız. Annenizin karnında da olduğunuzu bilebilirmişsiniz. Siz bebek iken anacığın sizi emzirdiğini de hatırlayamazsınız tabi. Nerden hatırlayacaksınız. Nereden bilebilirsiniz ki ateşlendiğiniz de anacığınız başucunda ateşinizi düşürmek için gece gündüz uyumadığını. Çünkü o bir ANA!

Ama siz ne yapıyorsunuz. Okuyacağım diye yola çıkmışsınız. Okula gidip derse gireceğinize, belki derse giriyorsunuzdur ama akşamları kim bilir nerede daha fazla para kazanma uğruna yaptığın işe bak. Etini budunu satmak ha! Hayır, hayır bu insan siz olamazsınız.

Pavyon da veya genelevlerde çalışan o güzel kız sen değilsin değil mi? Umarım.

Yoksa üzülürüm. Ve o güzel anacığın da bu yollara düştün diye kafana vurmaz mı? Ah keşke başımı kıracağıma, kızımı gurbete, okumaya göndermeseydim demez mi hiç?

O güzel anacığın senin gurbette genelevde veya pavyonda çalışan bir telekız olduğuna mı yansın yoksa küçüklüğünü düşünüp saçını okşadığı, cici kızım deyip bağrına bastığı o eski günlere mi yansın? Ya da okulunu bitirip diploma alacağın günü mü hayal etsin. Veya telli duvaklı gelin edeceği günü mü?

Seni okutmak için nelere katlandığını düşünemezsin bu yaşta, çünkü sen daha anne olmadın. Sen analığın ne olduğunu bilemezsin, ah benim güzel kızım.

Aklıma birden bire geldi. Okumak için paran mı yetmiyor yoksa! Haberimiz olsaydı keşke! Ben de yeni öğrendim. Talip Bölükbaşının bizler için hazırladığı MB İnönü toplantısına gitmiştim geçenler de. Toplantı bitmiş herkes vedalaşacak iken orada bulunan bloger arkadaşlarımızdan Neşe Evrim’in konuşması beni etkiledi.

“Ben” dedi. “ÇAĞDAŞ YAŞAMI DESTEKLEME DERNEĞİ (ÇYDD), üyesiyim. Burada Anadolu’da bir kızım var, öğretmen olacak” projesi kapsamında bu yavrularımız için para gerekmektedir. Ayda 5 YTL veya 10 YTL gibi bir para ayırıp para gönderirsek onların okumalarını sağlarız. Bir tanesi bana dönüp dedi ki. Abla okuduğum müddetçe bana gönderilen bu paralar kesilmeyecek değil mi? Ben de hayır kesilmeyecek dedim. Sizden arzum bu projeye destek vermeniz. Bloglarınızın altına bu projemizden bahsederseniz katılım sayımız artar” dedi.

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=45243

Ardından da Ahmet AYDIN, söz isteyip bu projeye destek verdiğini ve bu konuda bir bloğun olduğunu söyledi.

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=45750

“Anadolu’da o kadar çok okuyacak, Kardelenler olmasını isteyen o kadar çok kızlarımız var ki. Bir yandan da üzülüyorum senin adına. Belki parasızlıktan belki de anne ve babanın kızlarına olan ilgisizliliğinden mi? Ne desende de senin o bataklığa düşmen beni üzüyor açokçası.”

Benim de iki tane kızlarım var. Biri genç kız olma yolunda. Ben de bir babayım. Ve bunları düşünmek zorundayım. Kısaca kızlarımı en iyi bir şekilde yetiştirmek adına ben de yüksek okullara göndereceğim. Acaba bu şartar altında ben de kızımı yüksek okullara göndermeyim mi?

Bu durum karşısında "Erken yaşlarda okuyup ta ne yapacaksın başımıza bela mı olacaksın!" diyen aileler kızlarını okula göndermeyip erken yaşlar da kızların istemediği erkeklerle evlendiren anne ve babalar yüzde yüz haklı duruma düşmüş olmuyorlar mı, sizce?

Senin ailen sana güvendi ve gürbete yolladı. Sen ise okumayı değil etini ve budunu tanımadığın erkeklere satarak daha fazla para kazanma hırsınla bu yolu tercih ettin. Sen de bu yola düşmeden evvel bir kez daha düşünmeni istiyorum. Adımını ona göre at. Anne ve babanı üzmemek adına olmaz mı?

Bu vatan senin gibi genç anne adaylarına da ihtiyacı var. Çünkü senin gibi insanların gelecekte yine bu vatana hayırlı evlat yetiştirecek yeni Kardelenler olmalısın.

 
Toplam blog
: 540
: 3176
Kayıt tarihi
: 02.01.07
 
 

Hiç bir motorlu araca binmeyi sevemedim. Daha doğrusu sevdiremediler. Onun yerine iki tekerlekli ..