Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Nisan '11

 
Kategori
Anılar
 

Her Şey Yalan

Her Şey Yalan
 

"Anılar sadece anımsanmak içindir,yaşamak için değil" denilse de ille yaşamak istedim. Onların artık "yaşanamaz" olduklarını bilmezden gelmenin onca anlamsızlığına rağmen... Orada öylece beni bekleyen o büyük hayal kırıklığının farkına varmadan, çoktan unuttuğum bir heyecanla anılarıma doğru yola çıktım.

"Hatırlatacak bize şen çocukluğumuzu / Erguvanlı bir bahçe,mor salkımlı bir duvar" * bulmak umuduyla. Ve hep rüyalarımı süsleyen o pembe boyalı ahşap babaevinin özlemiyle...

Fatih'in Haliç'e bakan mahallelerinden birineydi yolculuğum. Ahşap evlerin cumbalarının neredeyse birbirine değdiği dar, yoksul sokaklar...Birinci derece tarihi eser tabelası asılmış bazılarının kapısına. Yıkım yasak, onarım izne bağlı. Öyle yaşlılar ki çoğu ağaçlar gibi ayakta ölmüş bile.

Yaklaşık kırk yıl önce ayrıldığım sokağa adımımı atmamla başladı içimdeki o tuhaf sancı. Hani, uzun yıllar görmediğiniz bir arkadaşınızla tesadüfen karşılaşırsınız da yaşadığınızın sevinç mi hayal kırıklığı mı olduğuna bir türlü karar veremezsiniz ya. O dünyalar güzeli kız / erkek çoktan kayıplara karışmıştır! Şimdi karşınızda yaşlılığa adım atmış, çoğu kez aşırı kilolu,çizgilerinin ardından bakan yorgun gözler vardır.

Benzer duygular içinde önünde durduğum evin doğduğum ev olduğuna dair bir ip ucu arıyorum...

Bulamıyorum!

Küçülmüş, küçücük kalmış sanki. Yaşlı, çok yaşlı insanlar gibi ufalmış, çökmüş, tükenmiş...Pencerelerin ahşap pancurları ve o güzelim sokak kapısı kim bilir hangi kış üzerindeki emanet anılarla birlikte sobalarda yakılmış...

Şimdi soğuk, çirkin demir bir kapının önünde son buluyor içimdeki heyecan. Derin bir uçurumun başında düşmek üzere hissediyorum kendimi. Tutunacak bir el arıyorum.

Evimizi en son pembeye boyatmıştı babam. Umut pembesine. Şimdi, yosun yeşili yüzüne geçmişin ağır, yapışkan sintine karası bulaşmış. Belli ki bizden sonra çok acı çekmiş, çok hor kullanılmış...

Zaman, bana çocukluğumdan hiç bir iz bırakmamış! Ne erguvanlı bir bahçe, ne mor salkımlı bir duvar ne de doğduğum ev var artık.

Demek ki ben hiç doğmadım!

Bu sokakta hiç oturmadık!

Düşlerimdeki ev hiç olmadı!

Demek yaşanan her şey bir yalandı sadece!

Zaten yarın bir gün bizim de kocaman bir yalan olacağımız gibi...

*Ziya Osman Saba

 
Toplam blog
: 235
: 2079
Kayıt tarihi
: 26.09.07
 
 

Burada yazarken kim olduğumuzun, ne olduğumuzun bir önemi olmadığını düşünüyorum. Önemli olan yaz..