Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Eylül '16

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

İktisat yazıları- 3 / sanayi devrimleri: birinci sanayi devrimi

İktisat yazıları- 3 / sanayi devrimleri: birinci sanayi devrimi
 

Dünya iktisat tarihinde sanayi devrimleri kadar tarihin gidişatini değitiren başka bir olay yoktur. Aynı zamanda kalkınmasını tamamlayamayan ülkelerin neden geri kaldıklarını tam anlamıyla kavrayabilmek için de sanayi devrimlerinin iyi okumak gerekir. 18,Yüzyılda başlayan içinde bulunduğumuz 21.Yüzyılda da sürecek olan bu devrimler dört tanedir:Birinci, ikinci, üçüncü sanayi devrimleri ve önümüzdeki yıllarda gümbür gümbür gelmesi beklenen 4.Sanayi devrimi (Endüstri 4.0)..Şimdi ilk olarak birinci sanayi devriminin öyküsüne geçelim:

........................   .......................................................................................

Üretim faktörleri arasında emek  asli ve önemli bir faktörlerden biridir ve teknolojinin evrimiyle emeğin sarsıcı transformasyonlara maruz kaldığı bilinen bir olgudur.. İşte emeğin bu tarihsel süreç içerisinde uğradığı ilk büyük şok buhar makinasının icadıyla başlayan Birinci sanayi devrimi esnasında yaşanmıştır.

İnsanlığın dünya üzerinde varoluşundan bu döneme kadar bütün ekonomik faliyetler el emeği ve göz nuruna dayanıyordu. Başta tarım ve ulaşımda hayvan gücü kullanılmasına su gücünden büyük ölçüde istifade edilmesine rağmen başat üretim faktörü insan emeğiydi.

Lonca adı verilen meslek birlikleri halinde örgütlenen esnaflardan, basit el emeğine dayanan işlerde çalışanlara kadar emeğin başröl oynadığı ekonomik faaliyetlerin ana karakteri düşük üretim ve yaygın yoksulluktu. Bu dönem Avrupasında milli gelir çok düşüktü ve halk büyük bir yoksulluk içindeydi. Yalnızca büyük toprak sahibi asiller refah içindeydi. Su gücünün kullanıldığı ilk tekstil fabrikaları ve hayvan gücüne dayanan basit sistemler bu özelliği değiştirecek nitelikte değildi.

İşte böyle bir ortamda buhar makinasının ilk örnekleri ortaya çıkmaya başladı. Fransız Fizikçi Papin, İngiliz Mühendis Thomas Savery ve Newcomen’in yaptığı makinalar bu ilk örneklerden sayılabilir. Ancak buhar makinasının gerçek mucidi İskoç Mühendis James Watt’tır. James Watt önceki makine örneklerini inceleyerek ısıtma ve soğutma ayrı ayrı olmak üzere iki odacık fikrini uygulamaya koydu. 1781 yılına gelindiğinde buhar gücünün ileri ittiği pistonun ileri geri hareketini bir tekerleğin dönme hareketine çeviren, gelişmiş bir buhar makinası yaptı. Watt’ın buhar makinası maden kuyularından, tekstil fabrikalarına kadar birçok sahada başarıyla kullanılmasına rağmen % 7 verimle çalışıyordu. Kalan % 93 boşa giden bir ısı enerjisiydi. Buna rağmen James Watt buhar makinasının gerçek mucidi sayıldı ve sonraları elektrik enerji birimine onun adı verildi:Watt..

İngiliz mühendis Charles Parsons buhar makinasını daha da geliştirerek ilk buhar türbinini üretti.(1824)  Parsons’un bu buluşu hızlı gemilerin ( vapur)  ve jeneratörlerin yapılmasında kullanıldı. Amerikalı mühendis Fulton buhar türbinini daha da geliştirerek ticari olarak işletilen ilk vapuru inşa etti. Clermont adı verilen bu vapur 5 milden fazla sürat yaparak o zamana kadar kürek ve yelkenle hareket eden gemi teknolojisinde bir devrim yaptı. Yandan çarklı olarak çalışan ilk buharlı gemilere pervane takılınca bu süreç daha da ileriye gitmiş oldu.

Karada ulaşım devrimi ise 1825 yılında İngiliz mühendis George Stephenson ile gerçekleşti. Stephenson buhar motorundan yararlanarak ilk buharlı lokomotif olan “Rocket’i” yaptı. Çok geçmeden bu teknoloji daha da geliştirilerek dünyanın her yerine demiryolları yapılmaya ve buharlı lokomotiflerin çektiği tren katarları işlemeye başladı.

Buhar makinasının devreye girmesiyle kömür ocaklarındaki verim büyük ölçüde arttı. Çünkü işçilerin kol gücü, kazma kürekle çıkardıkları kömür buhar makinasıyla çekilen vagonlarla yeryüzüne çıkarılıyor, ikide bir onlarca işçinin boğularak ölümüne yol açan su birikmesi pompalarla tahliye edilebiliyordu. Demir filizinden metal elde etmek için odun kömürü yerine kok kömürü kullanılmaya başlanmıştı. Buharlı türbinlerle çalışan gemiler İngiliz mallarını dünyanın dört bir tarafına taşıyabiliyor, limanlarını bu yeni istilaya açmayan ülkelere gereğinde zor kullanılarak pazarın büyümesi sağlanıyordu. Demiryolu hatları henüz çok yaygın değildi ama hammadde ve sanayi ürünlerinin limanlara taşınması olağanüstü hızlandırmıştı.

İşte buhar makinasının icad edilip sanayi, madencilik ve ulaşım alanında bu denli yoğun kullanımı Birinci Sanayi Devrimi’ni doğurmuş ve bu olayın emek üzerindeki etkisi büyük olmuştur. Her şeyden önce bizzat, ele emeği, göz nuruyla yaptığı işte maharet sahibi, kalfa veya usta olan emek sahipleri makineleşme ile birlikte fabrika işçisi olunca kendilerini değersizleşmiş ve niteliksizleşmiş hissetmişlerdir. Bunun yanında önceden kendi istediği kadar ve kendi istediği zaman çalışan bu kişilerin söz konusu çalışma şartları olağanüstü derecede kötüleşmiştir. Tam anlamıyla vahşi kapitalizm uygulanan bu dönemde çoğu zaman 18 saat çalışılan ağır iş ortamı ve düşük ücretler ve yoğun ölçüde çocuk işçi istihdamı bu kesimde büyük tepkilere neden olmuştur.

Bu reaksiyonlar Leicester’li bir kalfa olan Ned Ludd’un önderliğinde makine kırıcılıktan grevlere ve genellikle kanlı bir şekilde bastırılan direnişlere yol açmıştır. İşte Karl Marx’ta tam da bu sırada ortaya çıkmış, yirminci yüzyılın ilk çeyreğinde bütün dünyayı etkileyecek Marxsizm ve Komunizmin ortaya çıkmasına yol açmıştır.

Uzun mücadelelerden sonra işçilerin çalışma şartlarında önemli ölçüde iyileştirmeler sağlanmışsa da emek gücünün teknolojik ilerleme  karşısındaki savrulması İkinci Sanayi Devrimi’nde de sürmüştür. 

 
Toplam blog
: 343
: 446
Kayıt tarihi
: 19.02.11
 
 

Marmara Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi mezunuyum. Teknoloji Yönetimi dalında mast..