Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ekim '13

 
Kategori
Güncel
 

İslam silahşörleri ülkeyi bunaltırken

İslam silahşörleri ülkeyi bunaltırken
 

Silahşor...


Günümüzde İslam dini öğreticileri, “Öğrenme ve Öğretme Bilimi”ni kullanıyor görünüyorlar.

Fakat ne yazık ki tam olarak kullanamıyorlar!

Bakın,” Öğrenme ve Öğretme Bilimi”nin çalışması şöyle:

*Algılama

*Kavrama

*Beceri kazanma

*Sezi gücü elde etme

*Bilgiyi gerektiği zaman transfer etme

İşte bu aşamaları tam olarak kullanmıyor günümüzde, İslam dini!

O; Allah’ı algılattırıyor, Allah’ı kavrattırıyor.

İbadadetlerle beceri kazandırıyor.

Ama... İşi burada bırakıyor!

Sezi gücünü geliştirip, Müslüman’ı sezen yapmıyor!

Ve daha da önemlisi Müslüman, Kuran bilgisini gerektiği zaman transfer edemiyor! 

Bunu beş örnekle açıklayalım:

*Affeden, aldırmayan ve sabreden olmak Müslüman’ın esas benliği olması gerekirken...

Çoğu Müslüman bunu kullanır duruma gelmiyor!

Oysa bu Allah öğüdü kişinin bireysel ve toplumsal sağlığının garantisidir!

Affeden, aldırmayan ve sabreden insan öncelikle bedensel ve ruhsal sağlığını korur!

Sonra da toplumsal sağlığa önemli katkı sağlar, barışı yaratarak!

*İkinci örneğimiz “kötülüğü iyilikle önleme” öğüdünün işlevselliğe kavuşamaması...

Bu öğüt uygulanabilir olsa İslam âlemi barış içinde yatar kalkar!

*Üçüncü örneğimiz;

“Mümin kimse kazancından ihtiyacı kadarını kullanır, geri kalanını ihtiyacı olanlar için harcar” öğüdünün amacına ulaşamaması...

Bu gerçekleşse aç ve açık kalır mı bu âlemde?

*Dördüncüsü, “Müslüman kimse, kırmaz ve kırılmaz” öğüdünün işe yaramaması...

Bu öğüt de barış yapıcı bir önemli öğüt!

Ama yanından bile geçilmiyor ne yazık ki!

*Bir diğeri;

 “Güzel düşün, güzel söyle, güzel davran” öğüdünün de bir kenarda atılmış halde kalması...

Sorarım size bundan daha güzel “pedagojik” bir yaklaşım düşünebilir misiniz?

...

Ben bu yaklaşım noksanlığının sebeplerini, pedagoji biliminden yararlanılmamasında görüyorum.

Şöyle:

Pedagoji bilimi davranış bilimidir.

Davranış bilimi de;

“Öğrenilmek ya da içselleştirilmek istenilen konunun şimdiki zaman cümleleriyle ve sesli olarak çok konuşulmasını ön görür.”

İşte bu şekilde çalışma yapılmıyor!

Müslümanlar, Kuran’ı Arapça okuyup onu ezberden tekrar ederek Allah’ın hoşuna gideceğini sanıyorlar.

Oysa Allah öğütlerini bilip, onları şimdiki zaman cümleleriyle, sesli olarak kendine mal ederek söylemek gerekir.

Örneğin:

“Allah’ım daima yalandan uzak duruyorum” gibi...

Örneğin:

“Allah’ım daima kinden nefretten kıskançlıktan, dedikodudan ve düşmanlıktan uzak duruyorum” gibi...

Örneğin:

“Allah’ım daima hayra ve barışa dönük yaşıyorum” gibi...

Ancak bu ve benzeri tekrarlarla insan, güzel öğütleri içselleştirir ve onları yaşar!

Aksi takdirde Arapça olarak Allah’ın Peygambere söylediklerini tekrar etmek bir anlam ifade etmez!

Etmiyor da!

Çünkü onlar Allah’ın peygambere söylediği ve geniş zamanlı sözler, şimdiki zaman sözleri değil!

Güzel olan...

Doğru olarak Kurandan ve Allah öğütlerinden yeri ve zamanı gelince yararlanabilmektir!

İslam dini, özüyle öğrenilip yaşanırsa yarar sağlar, gerisi laf!

Keşke Allah adına silahşorluğa soyunanlar sadece bunu düşünseler...

Allah’ı sıkmaktan vazgeçseler...

Biliyorum Allah kendisi adına güya davranış yaratanlardan çok sıkıntılıdır.

Nasıl sıkıntı duymasın ki bu açgözlüler nerdeyse Allah’ı bile pazarlayacaklar...

Tevbe!

Tevbe!

Saygılarımla...

 
Toplam blog
: 1253
: 175
Kayıt tarihi
: 04.07.10
 
 

1949 yılında Söke Nalbantlar köyünde doğdum. Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik bölümünden mez..